sağtık

AYŞEGÜL TATİLDE(Bunu okusun,bir daha Bok çıkar!)


*Deniz kum güneş bağımlıları.İflah olmaz tatil müptelaları.On günlük tatil için on valiz taşıyan tatil abartıkları.(Buyrun,benim!) 


Tatil yorgunluğunun ardından,yine tatil gerekir, diyorum,niye biliyor musunuz?

Yaz demek,yolculuk demek.
Özgürlük demek.
Kavuşmak demek.
Uyuyan her şeyin uyanması gibi bir şey işte.
Sıkıştırılmış,konsantre bir yaşam.
Bütün bir kış boyunca hayalini kurduğumuz her şeyin üç aylık kısacık bir zaman dilimine sıkıştırılması.
Yazın rejime başlayacağım. Yazın spora başlayacağım. Yazın evleneceğim.. Yazın memlekete gideceğim. Yazın iyi bir doktor bulup tedavimi olacağım. Yazın kursa başlayacağım. Yazın ev bakacağım. Yazın evi boyatacağım. Yazın tadilat yaptıracağım. Yazın arabayı bakıma sokacağım.

Ne kadar çok şey sığdırılır,yaz hayallerinin içine. Hele benim gibi,deniz kum ve güneş tutkunuysanız,yaz gelse de şu dalgalarla bir şevişsem,kumlarla flört etsem,yaz meltemiyle kur yapsam,güneşle cilveleşsem diye hayaller kura kura tüketirsiniz koca kışı.

Televizyonlardaki en kısa güneş ve deniz sahnelerini bile büyük bir hasret ve özlemle seyredersiniz.Ta minicik bir çocukken bile,o pek sevdiğim Ayşegül serisinin en iştahla,en hevesle,en bıkıp usanmadan okuduğum kitabıydı Ayşegül Tatilde.

OTUR OTURDUĞUN YERDE AYŞEGÜL !!
Ayşegül,çarşıda,piknikte,alışverişte,okulda,sinemada,yılbaşında,partide falan da olurdu tabii ama benim için Ayşegül hep tatildeydi.

Hep orda kalmasını,şehre hiç dönmemesini dilerdim çocuk kalbimde bile. Büyüdüm de nooldu,kafamdaki Ayşegül hala hep tatilde.!

Daha sonbaharın ilk yağmurları düşmeye başlar başlamaz,kış geliyor paniğine kapılırım ve " Ah,yaz gelse de denize gitsek" sayıklamaları, benim dilime pelesenk olmaya başlar.

Tatlı,dalgasız,açık yeşil bir denizin iyot kokusunu ciğerlerime çekerek,kıyıda cıvıldaşan kolluklu ve simitli miniklerin kahkahalarına kulak misafiri olarak,bir hamak içinde,elimde en sevdiğim kitaplardan biriyle, güneşin olanca sıcaklığı ile rüzgarın mavi kokusunu nöbetleşe üzerimde hissetmek.

"Hayat nedir?" deseler,işte o anda "Hayat budur!" derim. Hiç bitmesin,hiç eve dönüş sıkıntısı yaşanmasın.

Ne tatlıdır değil mi,o tatil hazırlıkları?

NEYİ SEVERSEN ÇABUK BİTER

Delice bir neşe ve hevesle,o malum tarihin yaklaşması beklenir.Valizler hazırlanır.
Hiç giymediğin ve giyme ihtimalinin bile olmayacağı birsürü şey,belki lazım olur diye valizlere tıkılır.

Ay şunu unutmayayım,eyvah az kalsın bunu unutacaktım derken nihayet vuslat gerçekleşir ve tatilin ilk gününden itibaren ben geriye kalan günlerin çetelesini tutarak üzülmeye başlarım.

Her batan güneş,benim için eve dönüşe bir gün daha az kaldı anlamına gelir çünkü. Her güzel şeyin sonu vardır.

Neyi çok seversen o çabuk biter.En değerli zamanlar,en çabuk geçen zamanlardır. Tatile gelirken bir çırpıda biten yol,dönerken tam bir eziyet haline gelir.Uzar da uzar.

Saatine her baktığında,bir gün önce o saatte tatilde olduğunu düşünürsün.
Şimdi plajdaydık…Aa,şimdi deniz kenarında çay içiyorduk…Şimdiyse akşam yemeğine hazırlanıyorduk,diye zamanları eşleştirmeye çalışıp durursun yol boyunca.

Tek avuntun,çektiğin güzel resimleri büyütüp te ayrıntılarıyla seyretmek için hevesleniyor olmandır. Ve…işte daha dün ayrılmışsın gibi,hiç gitmemişsin gibi hissettiren evin oracıkta seni beklemektedir ve günlerdir kullanmadığın o anahtarın kilitte dönen şıkırtısı,tüm gerçekle yüz yüze gelmeni sağlar..
EVDESİN!

Bekarsan ve tüm işleri üzerine yıkıp ,bir an önce ne kadar bronzlaştığını göstermek için can attığın arkadaşlarınla buluşmak için evden çıkarken arkandan geç kalma diye seslenen bir annen varsa,hayat daha güzeldir tabii,bunu kimse inkar edemez.

 Ama o anne sen isen……!
Dolap tamtakırdır ve ev halkı açtır. Yenilecek bir şeyler hazırlaman gereklidir.

Valizler açılacaktır.

Kumlu,nemli terlikler,havlular,mayolar ve cümle deniz aksesuarları,minik dağlar halinde çamaşır makinesinin önüne yığılmaya başlar.

Giyilmiş tüm giysiler birer birer renklerine ayrılıp,kirli sepetine doldurulur.
Yanında götürdüğün için muhtemelen eşinle tartışmana sebep vermiş olan onlarca giyilmemiş giysin de kirlilerle bir arada yolculuk yaptığı için sepete tıkılmak zorundadır.

Duşa girmek için sabırsızlanan ev halkı,şampuanım nerde,benim terliklerim çıktı mı,şortumu bulsana,yahu o pembe havlu nerde falan diye başının etini yerken,hepsinin isteklerine cevap verebilmek için çantaları valizleri karıştırıp durursun.

Ev,havasızlıktan kokmuştur,camları açmak evi havalandırmak senin işindir.
Su yoktur,sucu aranır.Ekmek yoktur,dolap tamtakırdır.

Çamaşır makinesi vır vır dönerken,o çamaşırların asılması için balkonu yıkamak icabeder.

Bir yandan atıştırmalık bir şeyler hazırlamaya çalışırsın.
Yerlere istemesen de valizinin altına yapışan kumlar,tozlar dökülmüştür.Bir yandan elektrik süpürgesi açılır.
Aç tatilcileri doyurmak için sofraya çağırırsın bu kez de makine durmuştur,çamaşırlar biran önce asılmalı ki,makineye yeni çamaşırları doldurabilesin.
 Onlar karınlarını doyururken,için rahat etmez,valizleri silip temizlemek ve bir an önce ortalıktaki bu dağınıklığı kaldırmak istersin.

Çamaşırlar asılır.Balkonda,camda bir iki tanıdıkla tatil dönüşü muhabbeti yapılır. Şampuanlar,kremler,taraklar ve benzeri bir sürü bakım aksesuarı banyodaki yerlerine yerleştirilir.

BİTMEZ ANACIM BİTMEZ
Bitti mi? Hayır!
              BİTER Mİ SANDIN?
Ertesi gün o balkonu aşağıya göçürtebilecek kadar kalabalık çamaşırları toplarsın.
Tek tek katlanır,ütülenecekler bir tarafa ayrılır.Ütü yapmak için akşam serinliği beklenir.
Bu arada,camları kapıları açtığın için eve doluşan toz toprak gözüne batar.
Harıl harıl toz almaya başlarsın.Araya bir de kendi duşunu,banyonu sıkıştırırsın.
Dün akşam uyduruk yemek yediniz ya,yol yorgunluğu,artık bu gün iyi bir şeyler yapmak lazım.

Bir koşu markete gidersin.Akşam yemeğin ocağa konulduğunda,sen sırtındaki veya belindeki ağrıyı yeni fark edersin.Ama oturamazsın ki,yarın iş başı,bir yığın ütü seni bekler.
Hele akşam yemeği aradan bir çıksın da.Şu banyoyu da bir temizlemek gerek,yerler hala kum içinde…

Nasıl? Tatilden dönmüştünüz değil mi?
Sözde bütün bir yılın yorgunluğunu atacak,dinlenecektiniz? Dinlenebildiniz mi bari?

Yoksa bu tatil dönüşü yorgunluğunu atabilmek için yeni bir tatile mi ihtiyacınız var?

Bunun hakkından yeni bir tatil gelir ancak mı diyorsunuz? 

Boşaltmak için canınızı çıkardığınız onca ıvır zıvırı, onca eşyayı,yeniden o valizlere tıkmayı gözünüz kesiyorsa ve hatta bir hafta sonra tüm bunları yeniden yaşamak sizi hiç mi hiç korkutmuyorsa,siz Ayşegül Tatilde serisinin baş kahramanısınız.
Benim için hep orda kalın olur mu? 
Kapris Hanım'ın Tatil Düşleri'ne de bir göz atın.
Hayırlı yolculuklar,iyi tatiller hepinize!
































2 yorum:

  1. çok beğendim...eline sağlık.

    YanıtlaSil
  2. AMANIIIIN...TAM DA BENİ ANLATMIŞSIN.ÜLEN KORKTUM BEN BU YAZ TATİLE MATİLE GİTMEYECEEEM.BUNLARI NASIL DA GÖZARDI ETMİŞİZ BUNCA ZAMANDIR.ÖYLE GÜLDÜM VE ZEVK ALDIM Kİ TEŞEKKÜR YAZMAK İSTEDİM.

    YanıtlaSil