sağtık

MUTFAK,BANYO VE KOMŞULAR(Eski bir atasözünden esinle...)

Yanıbaşımıza koca koca ondört katlı binalar yapılıverdi kısa süre içinde.TOKİ boş bulduğu her yere imzasını atıyor. Eşimle, bir alışveriş dönüşü ,(meraktan) gidip içlerini bir gezelim istedik.Geceleri sadece beş-on camdan ışık geliyor,henüz taşınan pek az. Sitenin otoparklarından birine girdik.Öyle komik ki,her yenilik beraberinde birilerine ekmek kapısı getiriyor.Yeni yerleşilen bir bölge olduğundan,otopark kenarına sıra sıra dizilmiş minibüslerin,üzerlerine astıkları kocaman EMLAK afişleriyle seyyar ofisler oluşturduklarını gördük.Elemanlar,ellerinde,eski gardiyanların taşıdıkları koca halkalara takılmış onlarca,yüzlerce anahtar ile yola dizilmiş,müşteri bekliyor.Evlerin camlarında değişik emlakçı numaraları.
Minibüsler sadece emlakçıların mı?
“Her türlü elektrik tesisatı yapılır” “Her türlü fayans,boya,tadilat,dekorasyon” “Sıhhi tesisatçı”
diye üzerlerine afişler yapıştırılmış araçlar sıra sıra.Simitçiler,seyyar halı satıcıları,hatta ekmek satan fırın kamyonetleri… Tüpçüler,su dağıtıcıları…Herkes yeni yapılanan sitede kendi ekmeğinin derdinde.
Ekonomi biliminin temeli neydi?İhtiyaçlar sınırsız,kaynaklar ise sınırlıdır.Bu ihtiyaçları ,var olan kaynaklar ile giderebilme ilmi ekonominin temelini oluşturuyordu.İşte size mikro ekonominin gözlem sahası.
Her neyse,dairelerden birine girdik.Ondördüncü katta!Aşağıya bakmak yürek ister.Hele o dairede cam silmek,balkonuna çamaşır asmak için ekstradan tazminat almanız gerek.Alt katlarda hava günlük güneşlikken,sizin balkona kar yağabilir hatta.Ya da elektrik kesilmişse,siz evden çıkıp zemine ulaşana kadar,mevsimin kendisi hepten değişmiş olabilir.Hatta bunun tersi de var.Siz zemin kattan kendi evinize tırmanana kadar,çoluk çocuğunuz birer yaş daha büyümüş de olabilir.Hastalık,yaşlılık,sakatlık gibi durumlarda bir elektrik kesintisini ise düşünemiyorum bile.
Güzel geniş,iyi malzeme kullanılmış daireler.Ama çoğu salak mühendisin yaptığı aynı plan hatası yapılmış.Mutfaklar o kadar önemsiz ve es geçilmiş ki,tezgah üzerine ıvır zıvır koyduğun zaman,yemek pişirmek için alt komşunun mutfağını ödünç kullanmak gerekecek.Bir masa atıp da arkadaşınla kahveni yudumlayamazsın mesela mutfakta.Oysa çok önemlidir mutfak. Misafirlerin geldiyse hele,sigara içen kendini mutfakta bulur.Fısır fısır konuşmak isteyen kendini mutfakta bulur.Kalabalıktan daralan,telefonda özel görüşme yapmak isteyen, konuşmak isteyen...Bu nedenle yemek kokmamalıdır mutfak,mutfak gibi durmamalıdır.
Ben mutfağın mutfak gibi,banyonun banyo gibi durduğu evleri hiç sevmem mesela.Birinin mutfağına girdiğimde,leğenler,kap kacaklar,süzgeçler falan ortalarda duruyorsa çok rahatsız olurum.Ya da bir banyoda gözüme yine kovalar,leğenler,asılmış bornozlar,terlikler,deterjan paketleri,yumuşatıcılar,fısfıs şişeleri falan göz önündeyse bir an önce o banyodan dışarı atmak isterim kendimi.Havlu,sabun ve ayna dışında belki bir iki kokulu süs,bir kaç kozmetik eşya falan göz önünde olabilir.Geri kalan her şey gizlenmiş,kapatılmış olmalı.
Banyoya girdiğinde seni mis kokulu,yerlerinde ıslaklık, ,lavabosunda pütürler ve damlacıklar olmayan pırıl pırıl bir alan karşılamalı.Banyonun lüks malzemeler ile döşenmiş olmasını kasdetmiyorum asla.Temizlik ve derli toplu oluşu burda söz konusu.
Mutfak da öyle.Hatta misafir geldiğinde,lavaboda çöpler,artıklar,tezgah üzerinde yemek hazırlandığını belli eden kirli tencere,tavalar,sofradan getirilmiş kirlilerin öylece tezgahta durması falan, beni çok rahatsız eder.Hiç kullanılmamış gibi karşılamalıdır bir mutfak ,konuklarını.
E tabii günümüz şartlarında,orta halli gelir düzeyine hitap eden türde inşaatlar yapıldığında,kimsenin buna aldırdığı yok.Ancak havuzlu evlerde,o gazetelerde sürekli reklam verip duran lüks bilmem ne evlerinde falan dikkat edilir banyo ve mutfak genişliğine.Oysa hijyenin en çok dikkat edilmesi gereken iki ortamdır.Etrafta ne kadar ıvır zıvır doluysa hijyen o kadar azdır ister istemez. Ama ossuuun.Gelirin yüksek değilse,iki-üç çocuğun varsa,sen ancak buna layıksın.Sen kim hijyen kim?Sen ancak gazetedeki ilanda o bilmem ne evlerinin maket görüntüsüne bakar yutkunursun.
Hiç dikkatinizi çekti mi,o bilmem ne evlerinin genellikle bir çiçekten,doğadan falan alınmış isimleri vardır. “ Sardunya Evleri” “Orkide Villaları” “Şelale Park Evleri” “Yeşil Vadi Evleri” “Doğakent” Falan gibi isimler…Sonra o resimlerde,mutlaka bir havuz vardır.Havuz etrafında da bikinili mayolu hatunlar koyuverirler temsili resme.Bana çok ters.Kahvesini içtiğim,selamlaştığım Ayşe teyzeler,Mehmet Amcalar beni bikiniyle görsün istemem mesela.
Otellerde durum farklı,ordaki insanları bir daha görmeyeceksin ama alt komşum,üst komşum,yan komşum beni mayoyla bikiniyle görüp her mahremimi kafasına kazımış olsun istemem asla mesela.Demek ki neymiş,havuzlu evler,çocuklar çimsin diyeymiş.
Bu bilmemne evlerinin krokisini de koyarlar küçük bir yere.Aman da yok şuraya yok buraya ne kadar da yakınmış.Sadece bilmem kaç dakika uzaktaymış.Biryerlere yakın olmak istese adam gider şehir merkezinde oturur,niye senden ev alsın?Alıyorsa katlanacak demektir zaten.Aracı vardır,imkanı vardır yani.Orda oturup da belediye otobüsüyle işe gidecek hali yok ya.
Sonra bir de sosyal alandan söz ederler.Boş zamanlarınızda ne kadar harika vakit geçirebileceğiniz anlatılır özendirilerek.Fitness salonu,kreşi,şusu busu vardır hepsinin.Hani yeterince ikna olmadıysanız,alın üstüne bir de bunlar var,diye. Nereden ev alırsanız alın,depreme ,yangına,manzaraya,soğuğa,sıcağa,temiz havasına,bakımlılığına,yeşilliğine vesaire,her şeyine ama her şeyine garanti verebilirler bir tek şey dışında. Bir tek şey! Kimsenin garanti veremeyeceği bir şey.
Komşularınız!
Bu yeni daireyi gezerken,aklıma hemen bu geldi.Altı üstü yanı sağı solu boştu şimdilik.Kimseler taşınmamıştı.Kimbilir ne tür insanlar dolduracaktı evleri bir sene içinde.Kendi komşularımı düşündüm.Bangır bangır müzik çaldığımız zamanlarda bile gıkını çıkarmayan alt komşumu,üstümde varlığı ile yokluğu bile belli olmayan Fatma Teyzeyi,gülen yüzlü kapıcımızı,hastalandığımda gerçekten üzgün yüzlerle bana geçmiş olsuna gelen diğer komşularımı. Mutfak,banyo ve komşu. Ev alırken bu üçü çok önemli.Ama ille de komşu.Dar mutfak,küçük banyo insanı öldürmez ama kötü komşu insanı hastanelik,karakolluk hatta mezarlık edebilir. Bomboş ev,gözümde daha bir boşaldı o anda.Kim oturacaksa güle güle otursun inşallah,herkese benimkiler gibi komşu dilerim.

(Tuliş...sakız çiğnerken de düşünebilen kadın...)