sağtık

Bİ FOTOĞRAF ÇEKİNEBİLİR MİYİZ?

 

(Baş not=Başlık elbette ki yanlış yazılmıştır.Halk arasında çok kullanılan yaygın bir söyleniş biçimi olup,doğrusu,Bir fotoğraf çektirebilir miyiz?' dir)


Laf olsun diye fotoğraf çektirilmesine çok kızarım.

Fotoğraf,çok güzel bir anın hiç unutulmasın diye belgelenmesidir.
Bir daha kolay kolay tekrarı olmayacak bir şeyin görsel hafızaya kaydedilmesidir.


Web cam’in karşısına saçını başını yapıp makyajını kontrol edip oturan ve bin bir tane anlamsız kendi fotoğrafını çeken insanlar bana çok komik ve zavallı gelir.


Bir de başkasının kamerasında  çekilen fotoğraflara sürekli maydanoz olup asla kendisine ulaşmayacak olan fotoğraf karelerinde yer almaya çalışan foto-manyaklar vardır.


Bunlar sadece fotoğrafının çekilmesiyle ilgilenirler sonradan o fotoğrafı görmek,saklamak gibi bir dertleri asla olmadığı gibi unuturlar üstelik o fotoğraflarda poz poz kasılarak sırıttıklarını.


Çok yakından tanıdığım orta yaşı hayli geçkin bir hanımefendi  mesela, her fotoğraf  çekilen anda ,mutlaka o pozun içinde yer almak ister ama sonradan o fotoğraflar nereye atıldı,nasıl çıkmış,nasıl görünüyor asla merak etmez.

Bilgisayara mı atıldı,fotoğrafçıda kartonete mi basıldı?
Hiiiç ama hiç merak etmez,hatta çekildikten on dakika sonra unutuverir başka şeylerle ilgilenir. 
O karede olmaktan başka takıntısı yoktur sanki.

Fotoğrafçıların vitrinlerine hiç dikkat eder misiniz?
Hayır senin kadar manyak ve absürd yönden bakmıyoruz hayata,niye dikkat edelim,diye bir cevap verdiyseniz bile hiç üzerime alınmadan yazmaya devam edeceğim.


Fotoğrafçı vitrinlerinde,sahiplerinden izin alınır mı alınmaz mı bilmem ama genellikle çiftlerin resimleri kocaman çerçeveler içinde yer alır.


Nişan veya nikah törenlerinden önce henüz gelinin terden makyajı ve saçı bozulmadan bir an önce gidip çektirilen fotoğraflardır hani.

Bazen de sünnet çocuklarının resimleri olur vitrinde.


Çok nadir olarak da Tarkan’ın veya Sezen Aksu’nun falan ya da başka bir starın resmi yer alır. 
BAKIN BU ÜNLÜ GELDİ BURDA FOTOĞRAF ÇEKTİRDİ! SİZ DE GELİN!  


Şimdi diyeceksiniz ki senin hiç düğün nişan fotoğrafın yok mu yani?
Sen yapmadın mı?
Olmaz olur mu hiç?
Hem de nasıl yaptım? Gelin Olmuş Gidiyorsun   ya nasıl yapmazsın??


Şimdiki aklımla olsa yapar mıyım hiç....bir düşünün?

Stüdyoda fotoğraf çektiriyorsanız ve o an için bir ÇİFT olarak bu konseptin içinde olmak zorundaysanız,neler yaşayacaksınız:

Damat da gelin de nedense hiç objektife baktırılmaz.

Stüdyoda her nedense daha ilginç bir şeyler vardır gelinin de damadın da baktığı.

Boş bir noktaya dikilir gözler.
Sonra damat  oğlan önde durur hep,gelin arkada.
Şöyle artistik cool bir hava verilir damada.

Elleri ceplerinde,sanki tüm dünyanın kadınları onun peşindeymiş de o bir tek yanıbaşındaki şanslı kızı seçmiş gibi bir havalar…

Gelinlik kız nedense ona hep yandan,arkadan,bir taraftan asılır.

Oğlan yüz vermeyen prens rolünde,kız etrafında ona kul köle yalvaran besleme,geyşa pozlarında.

Bir kadın bu tür bir mizansen içine girip de bu pozu hangi gurursuz ve haysiyetsiz anında verebilir kafam asla almıyor.

Bir başka poz şeklinde ise ikisi birden kahkahalarla gülüp dururlar stüdyodaki başka bir noktaya.

Sanırsın ki fotoğrafları çekilirken onlar fotoğrafçının açık fermuarından sallanan bir şey görmüşler de ona katılırlar gülmekten.

Bok mu var ulan ne kahkahasıdır bu?

Kime neyi ispat derdi?

Ha en gıcık poz da nedir söyleyeyim.

Kızla oğlanın dansediyormuş gibi abuk jimnastik hareketleriyle esnetilerek falan verilmiş halleri değil,onu geçtim…(Sanki artistik buz pateni finalinde bitiş sahnesi gösterisidir)

Hani çok rastlarsınız vitrin resimlerinde veya bir yakınınızın facebookta dosta düşmana ilan ettiği görgüsüz ve ORTAYA KARIŞIK isimli  albümlerinde:


Ya kız ya oğlan başka bir yere sırıtırken,ötekisi arzuyla onun dudaklarına bakar hani…sanki gerdekten iki saniye önce çekilmiştir o resim.
Hatta resim çekildikten beş saniye sonra oğlan ya da kız o dudaklara HĞĞĞNNAAAAHH diye saldırmış zannedersiniz.

Erotiköncesiprova pozu.


Fotoğrafçının gazına gelip de gerdeğe o stüdyoda girmiş de olabilir diye düşündürtür size.
Y

ahu evleneceği hatunun dudaklarına ,ağzında şapırt pozuyla bakarak fotoğraf çektiren adamdan ne kadar koca olursa,ben derim ki işte bu mahalle fotoğrafçılarından da ancak bu kadar fotoğrafçı olur.
Sonra bir de hava atmazlar mı bizim fotoğraf vitrine kondu diye…iyi…kuş da kondu mu onu da sorun!


Güzel fotoğraf,içinde sizin yer almak zorunda olmadığınız ama sizin çektiğiniz ve ben çektim derken gurur duyacağınız,fotoğraftır.Öyle bir ışık,öyle bir an,öyle bir mimik ,öyle bir enstantane yakalamışsınızdır ki,baktıkça baktırır insana.
Ötekiler ise ispat fotoğraflarıdır ki sizden başka hiç kimse onlara bakmaktan zevk almaz,eğer çıpıl cıbıldak değilseniz!!!

2 yorum:

  1. Ben bir bloğun olduğunu tesadüf eseri öğrendim ve bu başlığı görür görmez atladım yazının içine:)

    Çok güzel ama çok güzel yazmışsın, hem çok güldüm okurken hem de çok beğendim, eline ve ağzına sağlık.

    Diğer yazılarını da sırayla okuyacağım:)

    Not: İsmimden çıkaramazsan ben "Şipşakçı Aslı" :))

    YanıtlaSil
  2. ŞİPŞAKÇI ASLI...?!!!
    Yuuuh sana Aslı,bu kadar güzel fotoğraflar çeken,resmen objektifde harikalar yaratan bir fotoğraf sanatçısı,kendisini şipşakçı olarak tanıtsın?
    Kendine neden böyle davranıyorsun,benim senin fotoğraflarının yakınından geçebilmem için mesela,beş on tane lens yutup bir tane de tripodu mideye falan indirmem lazım ki bu sanatı anca hazmediyim...
    İyi ki geldin,onur verdin,seviyorum seni biliyorsun sokak kedisi meleği...

    YanıtlaSil