sağtık

SABRET İNCİ TANEM.

Bazen insan hayatın fişini çekmek ister. Her şeyi dondurmak.Bitirmek değil,sadece don-dur-mak. Hani DVD izler gibi. Dondur bırak. "PAUSE" Sonra kendini hazır hissedince birşeylere ,tekrar "PLAY" tuşuna basıp kaldığı yerden devam ettirmek istersin. Dışarıda zaman akıp gider bu arada ama sen bıraktığın yerdesindir ille. Zamanı durdurmak mümkün değil çünkü. O akıp giderken ve sen kendini pause konumuna almışken,tekrar oynat tuşuna bastığında yetişemediğin,akıp giden şeyleri gördüğünde,herşeyi daha karmaşık hale getirenin ne olduğunu merak edersin. Bu döngü böyle devam edip gider belki. Uyuşturucu denen şeyin,hayatın akışını engelleyemeyen insanların,bir süreliğine kendi hayatlarının fişini çekmek istedikleri için kullanıldığını düşünürüm bu nedenle. Gürül gürül akıp giden ve binlerce,hatta yüzbinlerce sorunuyla yetişemediğin ve asla yakalayamayacağını düşündüğün bir OTOBÜS gibiyse hayatın ve sen doğru durakta olamıyorsan bir türlü,hayatın fişini nerede çekeceğini,nereden tekrar online olacağını bilemiyorsan,belki uyuşturucu illetine de bu yüzden bulaşıyorsundur. Bülent Ersoy,Tarkan'ın durumu hakkında yorum yaparken,bu tür alışkanlıkların mutsuzluktan veya dost eksikliğinden kaynaklandığı gibi bir yorumda bulunmuş. Hiç kimse,hiç kimsenin hayatında neyin eksik olduğunu dışarıdan bakarak yorumlayamaz. İnsan öyle bir an gelir ki kendi hayatında neyin eksik olduğunu bile idrak edemez. Uyuşturucu niye kullanılır,neden bağımlı olunur,kimse bilemez. Ben,hayatın fişini çekmek isteyip de çekemeyen insanların son aciz sığınağı olarak yorumluyorum. Hatta belki de tam tersi,hayatın fişini gerçekten çekmek isteyen insanların somut bir sığınağıdır. Ama hayatla beraber bir çok şeyin de fişini çekerek ödenen bir bedeli var bunun. Garip olan da dışarıdan mutlu görünen,imrenilen,üreten ve yaratan kişilerin ardarda patır patır uyuşturucu bağımlılıklarının deşifre olması. Deniz ve Tarkan,bunun son örnekleri. Hayatı,kendi icra ettiğin sanatın ifade biçimiyle yorumlamak yetmiyor demek ki bazen. Ressamın fırçası,şairin dizesi,yazarın cümlesi,heykeltraşın yontusu,karikatüristin konuşma baloncuğu,müzisyenin notası....yetmiyor demek ki içeride duyumsanan kocaman hayatın defolarını yorumlamaya,ifade etmeye. Bazen dışarıdan kimyasal destek gerekiyor demek ki. Hayatın defosunu yamamak için,başka bir defodan medet ummak. Bu da herhalde sanatçının sıradışılığına,yarı şizofrenliğine,yarı çatlaklığına bir referans... Normal düşünen insan zaten sanatçı olamıyor,hayata tersten bakmak,kalında inceyi görmek,incecikten kalın yorumlar yapabilmek gerek sanatçı olabilmek için. Sıradışı olmak yani,her anlamda. Bütün istediğim aslında,hayata dur demenin yolunu bulamayanların,hayata kısa bir mola vermek için bazen sıradışı yollara sapabileceğini anlatmak. Hiçbir sanatçı,hiç bir ferde örnek olmak zorunda değil. Hiç kimse,yaptığı hiç bir şeyi bir sanatçıyı örnek alarak yaptığını söylemek hakkına sahip de değil.Bu,seninle alakasız üçüncü bir kişiye, olmadığı ve olmak da istemediği bir misyon yükler ki bu bence insan doğasına aykırı. Herkes kendi hayatının pause tuşunu istediği gibi kullanır,herkes kendi hayatının efendisidir.Kendi bedenine ister jilet atar,ister altınla kaplatır. Kendi bedenine zarar verdi diye bir insanın özgürlüğünü engellemek,yine insan haklarına aykırıdır. Keşke,ama keşke,hayat felsefesine bayıldığım,şarkı sözlerinin içindeki gizli hümanizmine hayran olduğum Tarkan da kendi fişini çekmek için başka bir yol bulsaydı. Yakalanmasaydı tedavi olmak istiyorum demezdi,yakalanmasaydı cici çocuğu oynamaya devam ederdi,böyle mi örnek olacak onu seven gençlere...yakalanmasaydı şöyle olurdu ,yakalanmasaydı böyle olurdu... Öyle akla mantığa uymaz yorumlar okudum ki resmen dumur oldum. Yakalanmasaydı,kimse onun uyuşturucu kullandığını bilmeyecekti ve kimseye de örnek mörnek oluşturmayacaktı.Deşifre edilmeseydi yani. Zaten kimsenin kimseyi örnek mörnek aldığı da yok. Şimdi gidip Tarkan kullanıyormuş,ben de kullanayım mı diyecekler,öküz mü bu gençler? Bir ünlünün her yaptığını birebir taklid eden bir topluluk mu var zannediliyor hala? Ya da başka bir yönden bakalım;Tarkan'ı seven artık sevmeyecek mi? Kimsenin hata yapma kredisi kalmadı mı? Tarkan'ı zaten sevmeyen ne kaybedecek? Nedir yani bunun bizim hayatımızdaki yeri önemi? Hiç! Tarkan şarkılarını söylemeye devam edecek. Ben onu dinlemeye. Tarkan başka bir pause tuşu keşfedecek belki hayatında. Ben onu dinlemeye devam edeceğim. O,belki"Asla vazgeçemem" diyecek, ama ben yine onu dinlemeye devam edeceğim. Belki"Yanlış zaman,yanlış insan" diye haykıracak kış güneşinde,ben onu daima dinlemeye devam ederken. "Unut Beni" diyecek,ben yine onu unutmadan,hep dinleyeceğim. Tarkan bu ülkenin Avrupa'ya ve Asya'ya dağılan notasıdır,Rusların sevgilisidir,Amerika'da bile dinlenen sanatçısıdır,falan filan da,bunlardan bana ne? Tarkan benim için söyler şarkılarını,mp3'ümde,arabada veya radyoda. Onu dinlerken o ve ben varız sadece. Bir de bana hissettirdikleri. Kendi sözleri (Arada Bir şarkısı)tam şu an onun içinde bulunduğu durumu ne kadar güzel anlatacak bakın. Kıyamam, ağlama Karaları bağlama Geçer bu da geçer Umuduna darılma İnsanız, arada bir Dengemiz şaşabilir Akıl başa dönünce Yine sevgiye eğilir --------------------------- Çocukların, balıkçıların ,selamı var martıların.Öp dediler gözlerinden,bir kere de bizim için...Nerdeysen, ama nerdeysen, kimleysen, her nerdeysen....SENİ SEVİYORUM.HEM DE ÇOK.

2 yorum:

  1. Bir skandal konusu,ancak bu kadar insani ve duygusal anlatılabilirdi.
    Tarkan ünlü olduğu için basın elbette üzerine gitti ama hepimizin insan olduğu gerçeğini unutturamadı.Tarkan da hepimiz gibi acıları,sancıları olan bir insan.
    Tüm olgunluğuyla bunu da kabul etti.
    Olaya bakış açınız ve yumuşak üslubunuzdan dolayı tebrik ederim.Boğazımda düğüm bıraktı...sevgiler..
    NARİN..

    YanıtlaSil