sağtık

HER DERDE DEVA DÖTE -CHOMAK TERAPİSİ

 
Ortalık terapi karmaşasından yıkılıyor.
  

Nefes terapisi.
 Refleksoloji terapisi.
 Işık terapisi.
Renk terapisi.
Koku terapisi.
Ay terapisi.
Güneş terapisi.
Nur terapisi.
Melek terapisi.
Taş terapisi.
(Sıkı durun)Cennet terapisi...

Terapi kelimesi,TDK'da basitçe tedavi diye açıklanmış. Yani?
Yukarıda adı geçen şeylerden birine inanıp,bi dünya para sayıp seanslara devam edersen,derdin neyse tedavi oluyorsun.Yani iyileşiyorsun.
Plasebo etkisi belki. Ayy,şimdi bazılarınız için açıklama yapmam farz oldu.Plasebo ne ule,diyenleriniz için. Şöyle özetliyeyim,hasta kişiye,ilaç olduğu zannettirilen ama aslında ilaç olmayan şey.Hasta bunun kendi derdinin tek çaresi olduğuna falan inanınca,psikolojik olarak etkilenip iyileşiyor.

 Seneler seneler önce,bir krallıkta kralın kızı hasta olmuş. Kral kızını iyileştirecek kişiye dünyaları vaadetmiş. Hekimler sıraya girmiş,yatak döşek yatan kızcağızı bir türlü iyi edememişler.
 Plasebonun ne olduğunu daha o zamandan farkettiği şüphe götürmeyen masalımızın kahramanı esas oğlan hekimimiz bir gün saraya girmiş ve prensesi iyileştirecek tek ilacın kendisinde olduğunu söylemiş.(Bu gün olsa,o hekim internetten satış yapar,yedi sülalesini geçindirecek kadar ilaç...pardon plasebo satar)

 Krallar o dönemde salak oluyorlarmış,hemen kabul etmiş. İnsan bir sormaz mı nedir bu ilaç,neyden yaptın be adam,vaka örneklerin nedir,deneysel raporların nerde diye?
Neyse efendim işte uzatmayalım,hekime prensesin odasına girme izni vermiş. Hekim esas oğlanımız,cebinden bir minik poşet çıkartmış.Bir bardak(e tabii ki gümüş kupa) içine biraz su doldurup (ulen eskiden suların tadı nasıldı acaba,arıtmasız,kireçli falan...böğğğ) bu gizemli tozu içine atıp eritmiş.

 (Tek dozda iyileştirebilen tek ilaç,benim bildiğim,kafa yapıcı kimyasallardır.Eroin,kokain,LSD,esrar,sentetik haplar falan.O da zaten iyi etmez,sadece kafayı iyi eder.Zaten deneysel olarak bir gün kullanıp yazmayı bile düşünüyorum fedakar araştırmacı blog yazarı olarak falan.Bağımlı neyin olursam da artık naapalım,yazma aşkına der katlanırız)

Yukarıdaki parantezden haberi bile olmayan Kral,sormuş:

-Nedir o ilacın sırrı?Bu şimdi benim kızımı iyileştirmezse kafan gider senden önceki hekimler gibi.Haberin var mı?
(Sen milleti korkut korkut,sonra da iyileştirebilene dünyaları vaadet.Yok yaa,millet naapsın dünyaaaaları ülen,ortada uçurulacak bir kelle var,boru mu?)

-Kralım,bunun içindeki toz,tek dozda ya prensesi tamamen iyileştirip,eski haline döndürür,ya da derin bir uykuya yatırıp,bir daha da uyandırmaz.Ya iyi eder,ya yok eder,başka etkisi asla olmaz,demiş hekim. Senin anlıycağın kızın mort da olabilir,bak söylemedi deme...yersen...
diyememiş tabii.

Kral, ya herro ya merro diye düşünüp,(evet evet bunu düşündü) kabul etmiş.

Zaten kızın bir ayağı çukurdaymış. (Bir ayağı çukurda olanın,anatomik olarak öteki ayağı yüksekte kalır ve bu durum eklemlere büyük yük ve hasar getirir sevgili okuyucularım...öhhö)

Prenses,bunları ölü gözlerle dinlemiş ve içmek istediğini işaret etmiş. İçtikten sonra,gözleri kapanmış ve derin bir uykuya dalmış.
Saatler sonra gözlerini açtığında,etrafına bakınıp,ölmediğini görmüş.
(Hazır olun,plasebo etkisi sahnede)

-Ülen,demiş.(evet evet böyle dedi) Ülen bu ilaç ya öldürür ya diriltir demişti hekim.Ölmediğime göre demek artık iyileştim ben.Dur o zaman kalkayım da babacığıma ellerimle mantı açayım...

Tamam tamam son cümleyi abarttım.Kayseri kralı değildi o çünkü.

Neyse işte sonrası klişe,kız canlanıp kalkmış,iyileşmiş.
Kral,hekimi bi milyon canlı altın ile ödüllendirmiş. İlacın sırrını sormuş.
Hekim,onun sadece şeker olduğunu söylemiş.

Şeker,ülen,şeker!

Kızın,iyileşmeyeceğini düşündüğü için iyileşemediğni,(aynı zamanda psikiyatrmış da) ama ölmediğini görünce iyi olduğuna inanarak ayağa kalkabildiğini söylemiş.
  
Kızcağızı kandırmış kandırıkçı plasebocu hekim!
(Demek ki neymiş,kızcağız hipoglisemi atağı geçiriyormuş,şekeri yiyen pankreas,ani bir atağa geçip kızı ayağa kaldırmış....demiyceeez değil mi?)
 Şimdi yukarı kaydırma tuşu ile gidip başta yazdığım terapileri bi daha okuyun,tekrar yazmak sıkıntı verici,işte o terapileri satan,pazarlayan insanlar var.

Bu olmadı,hadi öteki terapiyi deneyelim diye iyice doğaya tapınma,paganistlik yolunda ilerleme kaydeden var. Hoca bi üfürdü kendime geldim,cümleleri hiç de yabancımız değil.

Eleştirmiyorum ve asla da eleştirmem. İnsan,kendi plasebo anahtarını nerde bulduysa ordan şifa görsün inşallah ama basit bir iki ilaçla düzeltilebilecek bir hastalığını da hani gidip şarlatanlara servet dökerek iyice ilerletmesin.
 (Yazar burda toplumsal ve bilinçlendirici bir mesaj vererek,kendisini Uğur Dündar sanma yolunda,kendi kendine gaz vererek plasebo yapıyor)

Her şeye inanır,her şeyden medet umar olduk. Teknoloji ve bilim ilerledikçe,insan inanışları,ortaçağın karanlık yüzüne doğru geriliyor.
Sanki Harry Potter filmlerindeki Karanlık Sanatlar dersleri,gerçek hayata uyarlanmaya başlamış gibi,nooluyoruz yav?

Uzakdoğuya gidip gelen,şaman oldum diye ortaya atıyor kendisini. Para karşılığı iyileştiren bir şaman var mı tarihte?

Işık terapisi yapacağım diye günlerce kollarını havada tutmaktan ,sokakta "Teslim Oluyorum" pozisyonunda dolaşan kaç kurban tanıyorum ben biliyor musunuz yahu?

Renklere bakmaktan,her gün aynı renge odaklanmaktan,gözünün bebeği kurumuş kaç zavallı gördüm?
Sonuç?
"Işığa doyduk,kainatın tüm ışıkları içimizden geçti,ne kadar hastalığımız sıkıntımız varsa aldı götürdü"

Yukarıdaki cümleyi de her gün tekrarlıyorlar ki ışıktan yırtamadıysak bari olumlama ve kuantumdan yırtalım.

Fotonlar kendilerine nah yaparsa,ışık da iyileştirmezse,önce Melek,sonra da Cennet terapisi uygulatacaklarmış..
  
O da olmadı,uzak doğudan gelme çomak terapisi varmış diyorum ben de,böyle eline alıp,ucuna beyin gücünle enerjini akıttıktan sonra,arkana doğru...


 Bu yazı,tıbbi tedavisinin yanında alternatif ve tamamlayıcı ciddi tedavilerden yardım alan insanları,konu dışında tutuyor)

10 yorum:

  1. Kralın hikayesine gülmekten geberdim,sen bir gün beni öldüreceksin ama bakalım ne zaman...çomakmış...tövbe tövbeee...

    YanıtlaSil
  2. plasebo etkisinin sinir sistemi ile alakalı olduğunu ve sinir sisteminde meydana gelen bu etkinin diğer sistemleri düzenlediğini düşünüyorum. buna psişik bir isimlendirme ile plasebo etkisi diyorlar. aslında tıp bilimi ile kolayca açıklanabilecek bir olgu.

    YanıtlaSil
  3. @Zeliş,teşekkürler ne diyim,güldürerek cinayet işleyen ilk insan olucam naapalım kader...

    YanıtlaSil
  4. @elevation;
    evet,tam o dediğin işte,evet evet o.

    YanıtlaSil
  5. Güldüm, ibret aldım, ders çıkardım, tüm bunlar bende plasebo etkisi oluşturdu yeni bir tedavi çeşidi mi doğuyor ne :) Esprili bir dille güzel bir noktaya değinmişsin.

    YanıtlaSil
  6. @Yolcu;
    gülmene sevindim ,yalnız ibreti nerden aldın onu bilemedim,buldunsa bize de yolla azcık =)) Esprili dil de bilirim,ingilizce de bilirim ahahahah...teşekkürler,yorum bıraktığın için.Hep beklerim.

    YanıtlaSil
  7. Yeter ki ibret almak istesin insan hangi taşın altına girmişse hangi kovuktaysa bulur çıkarır ibreti :)) Fırsat buldukça gelirim ama çaylar müesseseden dimi:D Yıllardır köşe kapmaca oynadığım blog dünyası sonunda tüm köşeleri kaptı sanmıyorum ki bu vakitten sonra iflah olayım :D

    YanıtlaSil
  8. @YolcU;
    Cay dediğin nedir ki...her türlü kahve,bitki çayı,ayran,fanta,gazoz resmi koyarım buraya piksel piksel istediğini seçersin...
    Bu arada ibretlik bir cümle ile başlamışsın söze,kakalak gibi kaldım tabii...ibret ararken ibreti bulan kadınım ben...
    Not:Küçükken iflah kelimesini ve islah kelimesini birbirine karıştırırdım...sonra iflas da girdi işin içine üçünü karıştırır oldum...büyüyünce anladım ki islah olamayan iflah da olamıyor ve bu ikisini olamayan iflasları oynuyor...artık karıştırsam da önemli değilmiş,üçü aynı kapıya çıkıyor....

    YanıtlaSil
  9. @KURŞUN KALEM; Küçük bir çocukken okuduğum kurşun asker hikayesini çağrıştırıyor kullanıcı adın... Hüzünlü bir hikayesi vardı birde kağıttan bir balerin vardı ona aşık olmuştu. Sonra başına türlü türlü işler gelmişti zavallı askerin en sonunda iki sevgili ateşte yanmışlardı. Buradan çıkaracağımız ders neymiş aşk kötüdür, aşk iki varlığın bir birini yakıp kül etmesidir ya da biri yanar öteki kemiklerini ısıtır bu esnada :D

    Bu arada gazoz ilaçlı değildir umarım :)

    YanıtlaSil