sağtık

DERSİMİZ POHPOH KONU BAĞIMLILIK

Kiminiz buna pofpof demeyi yeğlese de ben doğru kullanım şekli olan pohpoh’u kullanacağım.Yalakalık bağımlılığı da diyebilirsiniz. Sigara,alkol,kumar,hırsızlık,yalan gibi bağımlılıklar arasında sıkışıp gitmiş,kimsenin dikkatini celbetmeden sinsi sinsi hem bağımlının hem de çevresindekilerin hayatını içten içe çürütüp bitiren bir bağımlılık bu.Yukarıda adı geçen bağımlılıklar her nedense zararlı kabul edilip bir psikiyatr veya psikologdan yardım almaya değer bulunsa da pohpoh bağımlılığının ne yazık ki henüz toplumda tanınmış bir ayrıcalığı yok. Aslında bu hastalıktan muzdarip olanlar etrafımızda o kadar çoklar ki,onları bir şekilde içimize sindirip öylece kabul ederek bir şekilde doğal davranış biçimi olarak algılamayı yeğler olmuşuz. Şöyle bir çevrenizdekileri düşünün.Birazdan okuyacaklarınızı,çevrenizdekilerden en az birisinde gözlemlememiş olma ihtimaliniz yüzde bir iki…garanti veririm.Eğer okuyacaklarınızdan rahatsız oluyor iseniz o halde kendi bağımlılıklarınızı da bir kez daha gözden geçirin derim. Bu tipler ,her şeyden önce,aşırı derecede giyim kuşam hastasıdırlar.Deli gibi moda bağımlısı olup,bir önceki sezon aldıklarını yeni sezonda giymeyi son derece aşağılayıcı bir şey olarak kabul ederler.Her yeni sezonda mutlaka o senenin trendlerini üzerlerine yansıtacak bir iki aksesuar,birkaç ayrıntı sahibi olurlar. Kişisel bakım olayını biraz fazla abartanları da vardır.Sürekli saçı başı,kaşı gözü,bıyığı sakalı kılı tüyü ile uğraşıp dururlar. Bir oratama girdikleri zaman tüm gözlerin üzerlerine çevrilmesine o kadar takık durumdadırlar ki,Allah vergisi bir cazibeleri varsa ne ala,ama yoksa,işte o cazibeyi ne yapıp edip kul eliyle hazırlamak takıntısından asla kurtulamazlar. Kahkahaları abartılıdır,gülmeleri,konuşmaları,dansetmeleri,yerken veya içerken bir şeyleri mutlaka ama mutlaka abartı içerir.Sosyal davranışlarından birisi mutlaka abartılıdır çünkü etraftakilerin bir şekilde bakışlarını üzerine toplamaktan aldığı hazzı başka hiçbir şeyden almaz.Yüksek sesle konuşmak,yüksek sesli müzik dinleyerek çevresindekilere de zorla dinletmek,yüksek sesle telefon görüşmesi yapmak,yüksek sesle gülmek,yüksek sesle ağlamak….Bunların birini veya bir kaçını mutlaka ama mutlaka yapar. Şimdi bir de bunların iki tipi vardır,ya çok sosyal olanı ya da aşırı asosyal olanı. Çok sosyal olanı daha kalın hatlarla kendisini gösterirken aşırı asosyal olanını topluma kaynaştırmak için onu biraz pohpohlamanız yeterli olacaktır. Topluluk içinde ilgiyi üzerinde hissedemeyecek olurlarsa, a)Sinir krizi geçirmek üzere olduğundan,suratını asıp oturur. b)İlgiyi üzerine çekememesinin nedenini o günkü saç modeline,elbisesine,parfümüne,kıyafetinin zayıflığına bağlar ve ilk fırsatta bunun intikamını almak için bir dahakine elinden geldiğince abartı takılacağına kendi kendine söz verir. c)Mutlaka etraftan birisi veya birileri onu çok ama çok kıskanıyordur ve kıskançlıktan onunla ilgilenmemiş gibi yapmaktadırlar!!! d)O gün kendisini çok kötü veya çirkin hissettiğini söyler durur ki etrafındakiler tersini söyleyerek ona iltifat etsin,pohpoh krizi biraz hafiflesin. e)Ya da tam tersi o gün ne kadar muhteşem olduğunu anlatır,oraya gelene kadar kızların ya da erkeklerin kendisine nasıl yiyecekmiş gibi baktıklarını anlatır.Kimlerden ne gibi iltifatlar aldığını söyler durur. Pohpoh bağımlısının takıntılarından biri de budur zaten.Mutlaka etrafında birileri vardır onu deli gibi kıskanan.Elbette herkesin çevresinde onu kıskanan fesatlanan birileri olması doğaldır ama pohpoh bağımlısı,kendisinden biraz daha fazla ilgi çeken kim varsa onu kafasında bir nolu düşmanı ilan eder ve etrafındaki herkese o kişinin kendisini kıskandığını ispatlamaya çalışıp durur. Yine çevreden biraz az ilgi aldığı bir günündeyse, ya da o gün kendisini çok muhteşem bulduğu halde kimseden beklediği ilgiyi iltifatı alamamışsa,o,mutlaka o gün bir yerlerine ağrı saplanan kişi olarak etraftan ağrı kesici falan gibi şeyler ister durur ve nazara geldiğini iddia eder. Zaten nazara aşırı inanır ve her yerde ve her durumda kıskanılacak kadar muhteşem olduğunu düşündüğünden,başına gelen her aksiliği nazara yorar.Hatta kimin nazarının değdiğini bile söyleyebilir! Hatta hatta bir zamanlar ne kadar harika göründüğü veya ne kadar muhteşem şekilde başarılı olduğu bir dönemde kimin gözü nazarı yüzünden başına neler gelmiş olduğunu anlatır anlatır anlatır. Kimseye ama kimseye iltifat etmez.Sürekli iltifat kabul eder ama çok beğendiği bir şeyi asla karşısındakine beyan etmez.Onun görüş bildirdiği tek bir durum vardır.Karşısındakinde bir kusur gördüğünde dayanamaz hemen yapıştırıverir.Ya kilo aldığını,ya yaşlandığını,ya yorgun ve kötü göründüğünü,ya karşısındakinin makyajının aktığını,ya kötü koktuğunu,ya saç modelinin kötü olduğunu patadanak söyleyiverir. Aslında zaten en çok dış görünüş ile alakalı olduğundan,uzun zamandır görmediği birisiyle ilk kez karşılaştığında ona ilk sarfedeceği cümlelerden birisi ya yaşlandığı,ya kilo aldığı,ya yıprandığı,ya kelleştiği ya da başka bir olumsuzluğu olur. Pohpoh bağımlısını sürekli pohpohlarsanız,sizin bir numaralı müridiniz olur.Hatta onu tavlamak o kadar kolaydır ki hiç de sahip olmadığı bir sürü güzel özelliği söyleyerek arada ona gaz vermeniz yeter.Sahip olmadığı bu özelliklere o kadar çabuk inanır ki,sizden önce de falancanın filancanın ona bu tür iltifatlar ettiğinden ayrıntıları ile söz etmeye başlar.Yani bir şekilde sizi ettiğiniz iltifatın ne kadar da isabetli oluduğuna inandırmak için uğraşır.Geçmişteki başarılarından,beğenildiği hatta reyting rekorları kırdığı günlerden sözeder.Kimin onu geçmişte nasıl kıskandığından,kimlere nasıl da şakadanak ağzının payını verdiğinden söz eder.Ki…aslında hiç kimseye hiçbir şekilde ağzının payını verebilecek bir şahsiyet olamamıştır aslında. Dalga geçmek için bile ona biraz gaz verseniz,hemen inanır,kıvama gelir,ballllandıra ballandıra kendisinden söz eder.Zaten en çok sevdiği özne kendisidir.En sevdiği konu kahramanı kendisidir.En çok dinlemeyi sevdiği anılar kendi anılarıdır.Ve kendi sesinden. En güzel yemek kendi yaptığıdır.Bir başkasının yemeğini övmek ya da onore etmek onun için ölüm kadar kötüdür.Her sofrada eleştireceği bir şeyler bulur.Hiç bir şeyi eleştiremezse bile eleştirilecek bir şeyler yaratır.Kimsenin düğününü,nişanını,kimsenin doğum gününü,kimsenin davetini,kimsenin sunumunu,kimsenin ödevini,kimsenin gittiği okulu,kimsenin bitirdiği okulu,kimsenin evliliğini,kimsenin flört biçimini beğenmez çünkü tüm harikalıklara yalnız ve ancak o sahiptir. Bulunduğu ortamda ondan daha başarılı biri varsa onu ya inek ya şanslı diye yorumlar. Başına gelen her güzel şeyi kendine bir ödül olarak görür Allahtan.Başına gelen her kötü şeyi ise birilerinin nazarı ya da kötü nefesi olarak yorumlar.Sırf kendi başına değil,başkalarının başına gelen iyi şeylerin altında mutlaka bir çapanoğlu arar.Başkalarının başına gelen kötü olayları ise ilahi adalet olarak yorumlar.Sıradan bir aksilik yaşayan birisini bile kendisine düşmanlık ettiği için Allah tarafından cezalandırıldı diye düşünür ve buna kesinlikle etrafındakileri de inandırmaya çalışır. Asla gerçek dostu yoktur,böyle düşünür çünkü herkes onu kıskanmakta,onun kuyusunu kazmaktadır.Herhangi bir teklifini reddetmeniz bile onu bozmak için yapılmış bir hamle olarak adlandırılır onun beyninde.Hatta bu topluma fazla geldiğini,kimsenin onu anlayamadığını bile düşünenleri vardır pohpoh bağımlılarının.Kendisini,her ortamda fazla elit,fazla frapan,fazla dikkat çekici bulur.Bu nedenle herkes onun ayağını kaydırmaya çalışıyordur.En sıradan sohbetleri bile sonradan kafasında evirir çevirir,mutlaka bir cümleye,bir şakaya,bir espriye kafasını takar ve kendisine taş atıldığına hükmeder.Niye zamanında fark edemedim diye kendisini yer.Farketseydim şöyle şöyle cevaplar verirdim diye dövünür.Üzerinden biraz zaman geçince,bu veremediği cevapları,başka bir ortamda,başka kişilere şakkadanak nasıl cevap verdiğini örneklemek için anlatır.Gerçekte yapamamıştır ama hayalindeki cevapları vermiş gibi aktarır başkalarına olayı. Megaloman gibi görünür ama aslında kendi sahip olduğu şeylerin sınırlarını gayet iyi bilmektedir.Kendi yetersizliklerini,kendi yoksunluklarını çok iyi bilmektedir ve bunları kamufle etmek için megaloman gibi görünmeyi bir savunma mekanizması olarak geliştirmiştir.Onu asla eleştiremezsiniz,ona asla yol gösteremezsiniz,ona asla bir eksiğini en uygun dille bile olsa kabul ettiremezsiniz. O bir tanedir,onun gibi anne,baba,eş sevgili,evlat,öğrenci,eleman,çalışan,müdür,arkadaş vesaire yoktur bu dünyada.Hep etrafındaki kötü örnekleri anlatır kendisini sivriltmek için.Herkesin eksiğiyle sevinir,herkesin yoksunluğuyla mutlu olur.Kendisi gibi birisini bulunca asla ona yanaşmaz.Kendinden bilir bu tiplerin tehlikeli olduklarını çünkü. Sevgilisi ya da partneri ya da eşi olacak kişiyi daima ezebileceği,kendine hayran bırakabileceği,kendisini pohpohyacak sinik ve sessiz tiplerden seçmeye bakar.Dominant karakterlerle asla işi olmaz.Ama zora gelince bu dominant karakterlere de pohpohun en alasını yapar çünkü bükemediği eli öpmesini de bilir.Pohpohun her kapıyı açabilecek sihirli tek anahtar olduğunu zannettiği için tek silahı da budur zaten açamadığı kapılara karşı. Ne dersiniz…? Çevrenizde var mı böyle tipler yoksa yazıyı okuyunca bir tür karakter analizi yaptırıyor gibi mi hissettiniz? İkinci soruya cevabınız evet ise kesin sizi kıskanıyorumdur o yüzden düşmanca bir yazı yazmışımdır,takmayın kafanıza!

Hiç yorum yok: