sağtık

BU SEZON MAYMUNLUK YİNE MODA

Evet her sezon olduğu gibi bu sezon yine vitrinlerde görünmeyen o meşhur moda maymunu,kadınların ve genç kızların üzerine yapışıp sezon boyunca ya ayağında,ya boynunda,ya belinde,ya bacağında mutlaka görünecek.Tuliş Versace,İtalya'dan diil Türkiyeden bildiriyor.(Reha Muhtar yıllarca Atina'dan bildirdi bildirdi,bakın adam meşhur neyin oldu,neden biz de olmayalım.Bu sene ayrıca bir şekilde meşhur olmak da pek moda) Çok değil iki gün önce daha,henüz yirmi iki yaşında (bilemedin yirmi bir )çıtı pıtı tazecik bahar dalı kadar genç görümcemin kulağında,fındık büyüklüğünde iki adet imitasyon küpe yakaladım! Elbette yakaladım derim çünkü cemi cümle bilir ki hayatta mecbur kalmadıkça,karşılığında yüksek menfaatler söz konusu olmadıkça,parmaklarıma,bileklerime,boynuma ve de sair yerlerime hiç bir şekilde ne imitasyon,ne gerçek hiç bir takı takmam alyansım dışında.Tabii bu kadar takıp takıştırma düşmanı bir insan karşısında kavrulmuş fındık büyüklüğünde imitasyon inci küpe görünce buna yakalamak denir anlayan anladı,neyse. Sözlü ve bakışlı tacizlerimle derhal küpeleri çıkarttırdım ancak genç ve güzel görümcem inatla önce bunun çok moda olduğunu söyleyip durdu ki o esnada altında düşük belli bir jean pantolon vardı. -Tamam da dedim bu pantolonla ve bu yaşta değil ,değil mi? (Eda'cığım bak meşhur oldun,bundan sonra sana İnci Küpeli Kız* diyelim...) Şimdi gençleri bir tarafa bırakın artık yaş maş dinlemiyor,herkes vitrinlerle sınırlandırıyor giyimi kuşamı.Sağa bakıyorum,zevksizlik,sola bakıyorum zevksizlik.Kimsenin bir tarzı yok,kimsede bir stil yok,kimsede karizmatik ve taklit edilemez bir kalite anlayışı yok,herkes yeni olsun da ne olursa olsun ben giyerim derdinde. Geçen hafta sonu eşimle yeni açılan bir AVM-Outlet merkezine gittik( ki biliyorsunuz şekerim hafta sonların AVM lerde geçirmek pek moda!!) Ben diyeyim on,siz deyin yirmi mağaza dolaştım da bir tane şöyle tarzı olan,gördün mü bayılıp alacağın,kolay kolay kimselerin üzerinde göremeyeceğin stilde bir şey bulamadım,ona yanıyorum.Her markada hep aynı abuk şeyler,hep aynı abuk stiller,birbirini taklitten öteye geçemeyen desenler çizgiler...Of dedim ruhum daraldı,bunları giyeceğime Havva Ana kostümü tercih ederim.(Ha tabii eşime söylemedim,kostüm konusunda sert bir yaklaşımı olurdu şüphesiz) Hani kadın milleti hep der ya bana ikramiye çıksa ilk iş bir hafta boyunca mağazalardan stok yaparım diye...Yok anacım yok,o iş bana göre değil,kesinlikle elimde dünyanın servetiyle AVM lerin orta yerinde bulamadıııım bulamadııım diye ağlar dururdum! Bu moda mevzuları pek illet bir mevzu canım.Vitrin ajanları veya katalog taklitçileri modelistler hoop gördükleri marka elbisenin hemen bir ucuz kumaş ve daha piyasa modelini şipşak kalıpla çıkartıyorlar ve ondan sonra tekstil atölyesi seri üretime bir geçmeyegörsün!!! Semt pazarlarında,yol kenarlarında,üst geçit üzerlerinde,Eminönünde falan artık tezgaha bir düştü mü o model veya o renk,yandın...Kazara beğeniyorsan bile artık alamazsın,niye,çünkü artık yer gök ondan dolu,gördükçe tiksinti geliyor,neredeyse bakkallarda bile iki ekmek bir yoğurt alana yanında promosyon olarak verilecek hale getiriliyor. Kadın paraya kıyıp en pahalı en kaliteli yerden alsa giyse bile,senin gözünde artık o bir hiç...senin gözünde artık o bir pazar malı,tezgah malı.Banal ve ucuz,sıradan ve basit! Ha,bunları söylüyorum da sanki hiç tezgahtan,semt pazarından bir şey alıp da giymeyen biri gibi mi görünüyorum acaba, yanlış anlaşılmasın bayılırım pazar gezmeye,alışveriş yapmaya,o ayrı konu.Konu ettiğim şey,çok moda olanın çok çabuk demode olma eğilimi.Verdiğin paraya da yazık çünkü görsel olarak o kadar yıpratılıyor ki,iki ay sonra giydiğinde,modası geçmiş şey gözüyle bakılıyor. Modadan korkarım kardeşim. Modayı sevmem. Şimdi modanın kadınlara sunduğu güzel nimetler yok mu,var tabii.Hepten de karalamayalım. Düşük belli çan etekler,süveter içine icad edilen renkli badiler,boyundan bağlamalılar,tek parça elbiseler,mayokiniler ne hoş... Ama işte aradaki fark da şurda,bazı modeller bir sene revaçta oluyor,tutuluyor ve artık klasikleşiyor ve gardrobunun olmazsa olmazı olup çıkıyor. Fakaaaatt.... Bel genişliği yetmiş küsur santim olup da düşük belli pantolon ve etek giyen,bacak boyu elli küsur santim olup da çan etek giyecem diye tutturan,kalça genişliği boğaziçi köprüsüyle yarışacak düzeyde olup da basenden kemerli kaban giymekte ısrar eden,bir metre yirmi santimlik boyla yirmi beş santimlik dolgu topuklu apartman modeli sandaletlerin üzerine resmen "binen", göbek yağları kendisinden önce mekana giren ama ille de plajda mayokini giyme konusunda son derece istikrarlı davranış eğiliminde bulunan,doksanbeş hatta yüz beden memeleri bastıra bastıra boyundan bağlamalı body takıntısı içinde olan hatunlara da burdan ne denir,bilemiyorum. Bunların yanında,jean pantolon üzerine bakla kadar inci küpe takan İnci Küpeli Kız'lar ne kadar masum kalıyor değil mi? Bu sene maymunluk yine moda ama siz siz olun moda maymunu olup da sokakta herkes size bakıyor diye kanıp onları ısrarla giymeye devam etmeyin.Emin olun ki ne kadar muhteşem olduğunuza değil,ne cesaretle bunu giydiğinize bakıyor insanlar.Birbirlerine gösterip gülmek için. İlle maymun olacaksanız sevimli şempanze olun,şirinlik yapın yeter...Gerisini modacılar halleder. (*İnci Küpeli Kız=Johannes Vermeer'in Kuzey'in Mona Lisa'si olarak tanımlanlan meşhur tablosu)

Hiç yorum yok: