sağtık

BEKLEDİĞİM İCATLAR

İçinde yaşadığımız çağı fazla gelişmiş ve çok teknolojik mi buluyorsunuz?Her yeni buluşta,” Hah!Bunu da icat ettiler,bakalım daha neler göreceğiz?” diye gururla hayret arası bir sevinç belirtisi mi gösteriyorsunuz? Ama daha yüz binlerce bulunmamış şey var hiç düşündünüz mü?En basiti de mesela midenizin ağrımasına,migren krizlerinize…hadi hadi daha da basitleştirelim sıradan bir alerjiye bile şıpadanak çare olacak bir ilaç,hatta sinir bozucu nezle akıntılarına,hapşırıklarına iyi gelecek hatta nezleye karşı bir aşı niteliğinde güçlü bir sprey bile icat edilmedi… Teknoloji mühendisleri,ilaç endüstrisinin fersah fersah önünde gidiyor.Ama her zaman değil tabii. Yokuşta dur kalk yaparken hala önümdeki aracın üzerime geri kaymasından korkuyorum.Hala aracı yokuşta hiç kaydırmadan kaldıracak bir sistem yok.Yani onun bir yolu var da yapabilene…Önündeki aracı kullananın yeteneğine kalmış bir şey.Otomatik vites de her şeye çözüm değil,onu bile kaydıran var. Sonra yolcu otobüslerinin,kamyonların sürücülerini direksiyon başında uyanık tutacak buluş da gelmedi henüz. Bunlar neyse de benim teknolojiden beklentilerim biraz daha farklı.Daha detaysal. Vizontele1’de Deli Emin,televizyonun icat edildiğini duyduğunda, “Şereffsizim benim aklıma daha önce gelmişti” demişti ya…Cep telefonu icad edildiğinde,ben de aynı cümleyi sarf etmiştim inanın.Daha küçük bir kızken ablamla oturur,her yere yanında taşıyabileceğin ve telefon olarak kullanılabilecek sihirli bir kutunun hayalini kurar,hayal denizinin sınır tanımayan genişliği içinde icadımızı süsleyip geliştirirdik.Ki o zaman daha araç telefonu bile icat edilmemişti. Şimdi uzun lafın kısası,teknolojiden bir an önce icat edilmesini sabırsızlıkla talep ettiğim şeylerin listesini yazıyorum.Zihni Sinir icatlar falan da değiller ayrıca kimin ne işine yarar dedirtecek şeyler değiller yani. Birincisi,yutunca saç rengini ve biçimini hopadanak değiştiren ve saç suyla buluşana kadar öylece kalan bir hap istiyorum.Böylece kuaför sektörü yavaş yavaş yok olacak ve ben de nefret ettiğim bu aktiviteden ilelebet kurtulacağım.Kuaförler alınmasın,onlar da bu yeni hapın satış ve pazarlamasını yaparlar canım! İkincisi,tansiyonunu,nabzını,kemik yoğunluğunu,şekerini,gebe olup olmadığını ölçebilen cep telefonu istiyorum.Yine böylece laboratuar sırasına girme derdinden kurtulacağım.Laborantlar da telefonu olmayanların değerlerini ölçerler canım! Üçüncüsü,mağazalarda elbiseleri giy çıkar giy çıkar kan ter içinde bir halde, uysa da uymasa da bize “iyi tamam bu olsun” dedirten o bezgin ruh hali var ya…işte bu dertten kurtaracak bir deneme kabini icat edilsin istiyorum.Vücudumuzu üç boyutlu tarayacak ve sonra senin ölçülerini,elbisenin zaten kaydedilmiş ölçülerine ayarlayacak ,sen elbisenin üzerindeki kodu tık tık tık gireceksin kabindeki makinaya,o da senin vücudunu trrrrrrr diye tarayıp aynada,elbiseyi gişmişsin gibi bir görüntü yaratacak.Ölçüler hassas ayarlandığı için neresi sıkıyor nerden yağların taşıyor,neresi kısa geldi neresi bol geldi göreceksin.Dakikada kaç elbise denersin bir düşün!Kimse kabinin önünde dikilip,”oldu mu bağyaaan?” diye anormal bir soru sormayacak,her an o perdenin açılacağı korkusuyla soyunukken üç buçuk atmayacaksın,kapıda dikilenlerin,sen çıktığında haşin bakışlarına maruz kalmayacaksın,senden önce kabine girmiş olanın yıkıcı ter kokusunu içine çekmek zorunda kalmayacaksın. Dördüncüsü,üzerine koyduğun her tür yiyecek ve içeceğin kalorisini anında hesaplayıp,onu yakmak için kaç dakika koşman gerektiğini sana dijital ekranında göstebilecek bir harika tartı istiyorum.Her eve lazım.Satış rekorları kırmazsa adiyim. Beşincisi,daha basit ve masum.Binlerce yıldır baş edemediğimiz ,insanoğluna hep galip gelen sivrisinek ırkını evden uzak tutacak özel camlar istiyorum.Perde versiyonu da olabilir.Uğraşmayacaksın öyle pencere teliyle falan.Özgürce açacaksın camlarını.Perdeye veya cama yaklaşan geberip gidecek… Altıncısı,şişelenmiş vaziyette hazır yeşil çay istiyorum.Basit,kolay,açıklamasına bile lüzum yok işte…içeceksin!(Bi yeşil çay içer miyiz?) Yedincisi,hala bu teknolojide icat edilmemiş olmasına inanamadığım bir şey.BOZULMAYAN REZERVUAR İÇ TAKIMI istiyorum! Bildiğiniz sifon zımbırtısı işte.Onbeş senelik evliliğimde,her yıl bir kez değiştirdiğimiz için ve her seferinde en kalitelisidir diye alıp,altı ay içinde su akıtmaya başladığı için. Hatta bunu geliştireyim,idrar tahlili yapabilen klozet istiyorum. “Doktor bey karnımda ağrı falan var.” “Hmm..buyrun buraya bir kere işeyin bakalım” “Bu ne?” “Mini tahlil kuburu” “Sifonu bozuktur şimdi bunun,ben işemeyeyim kokar” “Yok yok korkmayın onu icat ettiler artık sifonlar bozulmuyor” “Valla de?…” “Yalnız acele işemeyin de şeytan karışmasın” "Şerrefsizim bu benim aklıma daha önce gelmişti" Sekizincisi,yine hala bu devirde icat edilememiş olduğuna inanamadığım bozulmayan her tür kapak istiyorum.Dolap kapağı,kavanoz kapağı,klozet kapağı,musluk başlığı,cep telefonu arka kapağı,saklama kabı kapağı…ille ve özellikle mutfak dolabı kapağı… Dokuzuncusu,küflenmeyen salça istiyorum.Üzerine yağ tuz eklemeye gerek kalmadan kendi kendine küflenmemeyi becerebilen. Onuncusu,bir kere sürünce,bir daha o bölgede zinhar kıl tüy çıkarmayan bir losyon istiyorum.Hem bunu kıskanç hatunlar gece uyurken adamların saçlarına falan da uygularlar…uyurken sırma saçlı,uyanınca kabak…nıhahaha sabah uyanınca aynada çığlığı basmadan önce evden toz olmanın yollarına bakın ama. Onbirincisi,şu,ayakkabıları şip şak boyadığımız ucu süngerli boya şişeleri var ya.Kendinden cilalı,çabucak kuruyan.Hah,işte onun aynısının saç versiyonunu istiyorum.Çünkü diplerim geldiğinde,saçlarımı rahatça toplayamıyorum önce boyatmam lazım.Ama bundan olsa evde bir tane,pofudu pofudu sürsek diplere,o gün için bizi kurtarsa…di mi yaaaa?Ne muhteşem bir kolaylık. Onikincisi de,gece gördüğüm rüyaları kaydedecek bir elektrot sistemi istiyorum.Başına bağlayıp yatacan,sabah kalkınca paranormal activity filmi gibi oturup kamerandan izliycen.Yorumunu da alt yazı olarak görcen.Aman gece bağırıyodun,ne gördün,bir rüya gördüm ama unuttum falan derdin biticek.Yanındaki herifin de gece ne rüya gördüğünü kaydedicen,sabah hesap sorucan.Hesaba gerek yok aslında kıl terminatörü losyon icat edildiyse onu sürücen,bakalım kabak kafada rüyalar nasıl görülüyo? Bitti…hepsi bu kadar.Haaa,daha önceki yazılarımdan birinde yazmıştım.Bir de cep telefonlarının ajandasına girip,gün seçeceksin.O güne alarm koyar gibi mesaj metnini yazacaksın,alıcıyı yazacaksın,gönderileceği saati de yazacaksın,sonra sen unutsan bile cep telefonun o gün o saatte sevdiklerinin doğum günlerini cartını curtunu otomatik mesajla kutlayacak.Sana da vefalı arkadaş olmanın dayanılmaz cazibesi kalacak. Tüm beklentilerimin her hakkı mahfuz olup cümlesinin fikir patenti bana aittir,teknoloji hırsızlarına duyurulur.

2 yorum:

  1. sevgili tuliş;
    alemsin ve bir o kadar da süpersin. mühendis olsaymışsın çok güzel icatlar yapamışsın herhalde. :)

    YanıtlaSil
  2. Süper icatlar,tabi yeşil çay hariç.İğrenç bi tadı var onun yaa =S

    YanıtlaSil