sağtık

AŞAĞIDAKİLERDEN HANGİSİ....

Biliyorsunuz,oğlum bu sene(2008) sekizinci sınıfta ve önümüzdeki Haziranda son SBS sınavına girecek.Harıl harıl test çözüyor tabii.Belki faydası olur,ilerde bürokrat olur da,eğitim sistemini de çözebilecek bir kafa yapısına kavuşur diye avunuyoruz... Oğlumun da dikkatini çeken ve bizim canımızı oldukça sıkan bir mevzu var.Türkçe dersinin testlerinde olsun,okulda öğretmeninin sorduğu sınav sorularında olsun,bir metin çözümleme sorunumuz var ki eminim hepinizin okul yıllarında karşısına çıkmış ve midesini ekşitmiştir. Size bir metin yani bir paragraf verilir ve bu paragrafın ana fikri,teması sorulur.Siz okuduğunuzdan ne anlamışsanız onu işaretlersiniz ama bilir kişiler yani o testi hazırlayanlar der ki hayır ana fikir o değil de budur...Yanlış! İyi de bu o metnin yazarının eksikliğidir kardeşim. Ben okuduğumu böyle algılıyorsam da bu benim algılama yöntemimdir.Demek ki kelimelerini çift anlamlılardan seçmiş,demek ki cümlelerini kesin yargılara vardıracak şekilde dizememiş. Kim karar veriyor bu parafrafın bu anlamda olduğuna? Yorumsa,bu benim yorumum değil mi?Benim yorumumu istiyorsun ki "sizce" diye soruyorsun. Aynı sorun,şiirde de karşımıza çıkar. Denir ki,şair,yukarıdaki dörtlüklerde,hangi duygudan söz etmemiştir ya da etmiştir? Şimdi sanatta metafor diye bişey vardır.Sanatçı,geceyi metafor olarak kullanıp aslında sessizliğe ne kadar hayran olduğunu da anlatmış olabilir ya da geceyi metafor olarak kullanıp sessizliğin ne kadar hüzün verici olduğunu da anlatmış olabilir ama her iki anlatımda da geceyi ve karanlığı metafor olarak kullanmıştır. Ben yalnızlığa övgü diye algılarım onu sen yalnızlıktan şikayet etmek diye algılarsın.Zaten sanatın amacı da insanın duygularını ayağa kaldırmak,hislerinde fırtına yaratabilmek biraz dış dünyadan kopartıp ruhsal dünyasına yolculuk yaptırmak değil midir? Diyelim ki meşhur Han Duvarları şiirinden bir bölüm verildi ve soru soruluyor. Kimisi han duvarlarında şairin yalnızlığa empatisini bulur,kimi acıma duygusunu,kimi realistliğini,kimi han duvarlarını metafor olarak kullanmış ama aslında kendi yalnızlığı ve çaresizliğini anlatmıştır der.Normal olan da budur,senin ruh haline göre nasıl algılayabildiğindir.Bu ruhsal algılanmadaki değişiklikler zaten sanatçının amacı olmalıdır. Fakat Türkçe sınavlarında ne yapılır? Öğrenciden,motomot bir yanıtı seçmesi istenir.Hem sizce diye başlar soru cümlesi,hem de o cevapladığınız "sizce" yi yanlış kabul ederler. Kime göre? Soruyu hazırlayan onu öyle algılamıştır ve onun cevabını seçmezseniz,yanlış cevaplamışsınızdır. Böyle bir mantık saçmalığı böyle bir dar kalıpla edebiyatı yorumlamak olur mu,olabilir mi? Bir düşünürün bir cümlesi,bir aforizması verilir ve asıl anlatılmak istenen sizce nedir diye sorulur. Adı üstünde aforizma...az lafla ,çok şey anlatabilme sanatı yani... Adam ya hiciv yapmışsa verdiği cümlede?Ya eleştiri yapmışsa?Ya alttan alttan dalgasını geçmişse? Siz asıl anlatılmak isteneni zeki bir algılayışla bulur işaretlersiniz ama yanlış çıkar.Neden?Soruyu hazırlayan kişi onu başka türlü algılamıştır çünkü.Belki de en yoz en düz haliyle... Nedir çözüm? Edebiyatı yorumlamak,edebi bir türden,kendince bir şey alıp süzerek bunu hazmetmek bir deneyim ister,çok okumak,çok düşünmek,çok karşılaştırmak,çok ama çok sindirmek ister.Yani bu bir süreçtir ve kişi bu sürece ancak çok okuyarak ulaşabilir. Ortaokul ikiye,üçe giden bir ergene tutup da edebi bir eserden alınmış bir paragrafı bu şekilde yorumlatmak ve üstüne üstlük "sizce" diye bir de yanıltmak kadar abes bir yöntem olamaz. Bu nedenle bu tür yorum sorularının ancak ve ancak üniversite düzeyindeki kişilere sorulması doğrudur.Türkçe adı altındaki sınavlarda,Türkçeyi iyi kullanma,doğru cümle kurma,doğru kelimeler kullanma,yazım kuralları türünden genel kurallar başlığında sorular seçilmelidir. Eğer ille okuduğunu anlama başlığında sorular hazırlanacaksa,yine metin içinden sorular sorulabilir,metni yorumlatmak,yazanın asıl düşüncesini falan sorgulatmak,Türkçe dersi kapsamında olamaz,olmamalı. Ancak,üniversitedeki gibi,metin çözümleme,metin yorumlama gibi bir ders koyulur,öğrenci satırda yazılan ile satır arasında verileni nasıl çözebileceğini ve yorumlayabileceğini metodik olarak öğrenir,ondan sonra bu tür sorular sorulabilir.Bu eğitim verilmeden bu hazzı tattırmadan bu ülkede yeni yazarlar,yeni Yaşar Kemal'ler,Livaneli'ler falan yetişmesini beklemek de olsa olsa hiciv sanatının bir öğesi olur o kadar!

3 yorum:

  1. muhahha, sana ne be kadın ana fikirden. :depüne depüne gülme smileyi:

    YanıtlaSil
  2. KURBANLIK KUZU'YA;
    LA VİTAMİNSİZ VE DE ANA FİKİRSİZ HATUN...SEN Bİ SUS FİKRİ ZİKRİ OLANLAR GONUŞSUN...(ALLAHIM AKIL FİKİR VER DUASI SİMİLEYİ)

    YanıtlaSil
  3. amaç soruları sordum nerde

    YanıtlaSil