sağtık

HAVANA'YA KAR YAĞARSA…

Geçici sakatlığım işime de yaramadı değil. Çorba karıştırırken bile tezgah üzerinde kitap okuyan bir okuma hastası olarak,bir zamanlar,günlük koşuşturma içinde kitap okumaya zaman ayıramayışıma eseflenerek, “Bir hastane odasında ya da hapishane koğuşunda olsam da şöyle rahatsız edilmeden uzanıp rahat rahat şu alıp da okuyamadığım kitaplarımı okuyabilsem” diye içimden geçirmedim değil hani.Eşref saatiymiş sanırım,hastane odasına ya da hapishane koğuşuna düşmedik çok şükür ama hasta yatağına düşüverdik işte.O bahaneyle hayatım boyunca en çok zevk aldığım iki eylemden birisini bol bol gerçekleştirdim.Sınırsızca kitap okudum. Son okuduğum ve dün bitirdiğim bir kitap hakkında konuşmak istedim sizlerle. Adı başlıkta. Kitaplarımı seçerken genelde ya yazarına ya da tanımadığım bir yazar ise arka kapaktaki tanıtım yazısına bakarım.Bu da arka kapak yazısıyla tavlandığım kitaplardan birisi. Genelde,farklı ülke yazarlarının kitaplarını tercih ederim kitap seçerken. İran’ın,Afganistan’ın,Hindistan’ın,Çin’in,Japonya’nın,Rusya’nın,Brezilya’nın,Kolombiya’nın,İspanya’nın ,Irak’ın,Azerbeycan’ın Mısır’ın kültürü ,insanları,hayata bakışları,sevdikleri,sevmedikleri,acıları,sevinçleri ve kısaca yaşamı hakkında ansiklopedilerden okuyunca asla hatırımda kalmayacak kadar çok şey öğrenmişimdir bu romanlardan.Bir kültür hakkında fikir sahibi olmanın en iyi ikinci yoludur o ülkede yazılmış bir romanı alıp okumak.Birinci yolunu biliyorsunuz tabii ki o ülkede bulunmak! Küba hakkında daha önce ne bilirdiniz? Efsanevi devrimci,direnişçi ve sonranın bürokratı Ernesto Che Guavera? Baskıcı Batista? Devrimci kurtuluş adamı Fidel Castro? Havana?Puro? Peki ya halk?Halkının yaşayışı,alışkanlıkları,evleri,inançları,dilleri,korkuları,umutları,giyimleri,batıl ve medeni inançları,okullardaki eğitim biçimi,sokaktaki çocukların inançları ve değer yargıları? Carlos’un beş altı yaşlarında iken hatırladıkları ile başlayan bu kitapta,Küba’da devrim öncesi yaşanan hayata,yani Batista yönetimindeki Küba’daki günlük hayata bir pencere açıyorsunuz önce.Halk arasında inanılmaz bir hiyerarşik uçurum var.İmtiyazlı ailelerin sahip olduğu haddinden fazla imtiyaz ile Regla gibi bölgelerde yaşayan fakir halkın yaşadığı sefaleti görüyorsunuz.Bir üst düzey devlet memuru olmanın ve o devlet adamının çocukları olmanın getirdiği harikulade imkanlar ile yaşayan ve çocukluğunun en gizli en teferruatlı tüm anılarını okuyucu ile paylaşan Carlos’un anıları içinde kah kahkahalarla güler kah şaşkınlıkla neler olacak diye merakla beklerken,arka planda kaçınılmaz Küba gerçeğine adım adım giden silah sesleri,patlamalar,çalkantılar içinde gerçekleşen Küba Devrimini de adım adım takip ediyorsunuz. Bir çocuğun gözünden öğreniyorsunuz daha sonra Marksist-Lenininst bir liderin Komünist Devrimini. Halk arasındaki uçurum bir yandan içinizi acıtmışken kitabın başlarında,daha sonra gelen komünist devrim eşitliği sağlayacak diye sevinmeniz gerekir doğal olarak ama öyle olmuyor. Carlos’un çocuk dünyasında önce çizgi romanlar,sonra sevdikleri şekerlemeler,pastalar,CocaCola,sakızlar,gazozlar,sonra tek eğlenceleri olan filmler,havai fişekler,ayakkabılar,okullar,okul hayatı,sevdikleri,arkadaşları,ilk aşkı yavaş yavaş yok oluyor Fidel’in yeni yönetim anlayışı içinde. Tanıdıkları sevdikleri insanlar bir gecede yok oluveriyorlar,devrime tehdit oluşturdukları ithamı ile.En zengin ile fakir aynı sırada yiyecek karnesi ile sıraya giriyorlar.Ayakkabı,iç çamaşırı,akla gelecek her türlü basit şey karneye bağlanıyor. Sahiplerinin hapse tıkıldığı veya sokak ortasında bir duvar dibinde kurşuna dizildiği lüks havuzlu,heykelli,heybetli hayvanları ve ağaçları olan malikaneler ya devrim komitesinin karargahına ya da devrim yaltakçısı işçi bir ailenin yeni evine dönüşüveriyor. Halkın olan kamusal bir şeye zarar verdin diye hiç yoktan hapise girebiliyorsun,yargılanmadan ve sorgulanmadan kurşuna dizilme riskin de var. Bir gün Che,parayı kaldırdım diye bir buluşla geliveriyor.Zenginle fakir arasında hiçbir fark kalmasın kimse gizlice parasını kullanıp zenginleşmesin diye yeni devrim paraları bastırılıyor ve herkese eşit miktarda bunlardan dağıtılıyor.Herşey,her ev,her mülk,her toprak devletin eli altına giriyor. Tipik komünizm uygulaması elbette olacak olan budur ama bir çocuğun iç dünyası can çekişirken,olayları bir de günahsız halkın gözünden görebilmeye başlıyorsunuz. Yüzme havuzları devletin akvaryumuna,eski sinemalar terk edilmiş salonlara dönüşürken,Carlos da büyüyor ve ülkesinden göçe zorlanan ondörtbin çocuktan biri olarak ülkesini terk etmek zorunda kalıyor.Henüz on bir yaşında iken,Miami’ye giden bir uçağa bindiriliveriyor ağabeyiyle beraber.Çantalarında sadece iki takım iç çamaşırı,bir gömlek bir süveter falan gibi belirli eşyaya izin verilerek. Çocukluğunu paylaştığı tüm arkadaşları önceden gitmiş olarak,aileleri Küba’dan çıkış izni alamamış olarak,bir meçhule,göçmen kamplarında sefalet ve eziklik içinde yaşayacakları Kennedy Amerika’sına doğru uçuyorlar. Carlos’un bundan sonraki hayatını merak ediyorsanız ve ülkesine bir daha dönebildi mi,ailesini bir daha görebildi mi,imtiyazlı bir ailenin ülkeden defedilmiş oğlu olarak Amerika’da hayatını yeniden kurabildi mi,gerisi kitapta tabii.Alıp da okumak isteyene spoiler yapmamak için bunları anlatmayacağım. Ama devrime,komünizme bir de ilkokul çağındaki bir çocuğun gözünden bakmak,Küba’ya ve Havana’ya hayran olmak,kertenkelelere ise daha önce hiç bakmadığınız bir gözle bakmak istiyorsanız Epsilon yayınlarının bu kitabını mutlaka okuyun. Yazarı,Carlos Eire…(Devrim liderleri baba soyadını takip edip ileride çocuklarına kötülük etmesin diye sonradan annesinin soyadını almış yazar.) Havanaya kar asla yağmayacak ama okurken Carlos’un yüreğine yağan karları kitabın sayfaları arasında hissedeceksiniz. HAVANANIN YAZARI bu adreste Eire’nin kitabındaki anıların bir çoğunun gerçek fotoğraflarını da ziyaret edebilirsiniz.Sayfayı aşağıya doğru kaydırmayı ihmal etmeyin röportaj arası bir çok fotoğraf göreceksiniz.
Ailesiyle,abisi Tony ile,ilk komünyonunda,okulda,doğumgünü partisinde kovboy kılığında,Amerika’ya ilk adım attığındaki fotoğraflar. İnanın etkisinden uzun zaman kurtulamayacaksınız.

2 yorum:

  1. O kadar güzel anlatılmış ki ilk fırsatta kitabı bulup okumak istedim sen de benim gibi bir kitap kurdusun anlaşılan Tuliş.Ben de şu anda okuduğum kitabı sana tavsiye edeyim Michael Trust'un Kayıp Zamanlar Peşinde adlı kitabı.Mutlaka bulup okumanı tavsiye ederim bayılırsın valla.

    YanıtlaSil
  2. Her dönüşümde herkes mutlu olamaz.Birileri mutlaka acılar yaşar.Kitabı okuyacağım ama bu benim Che ye olan hayranlığımı hiç mi hiç etkilemez.O ne yaptıysa doğru yapmıştır der pamuk:))

    YanıtlaSil