sağtık

PLAJ ÇORABI,AJDA VE MACARLAR!



 
Ajda’nın bacakları ulusal meselemiz olmuş durumda.
Niye ille de Ajda’nınki anlamadım.
Nükhet Duru da aynı yaşlarda aynı bacaklara sahip.
Daha doğrusu ikisi de aynı yaşta ve aynı çoraplara sahipler.

Gören göze kanıt ne gerek.

Vücut renklerine,kollarına,yüzlerine bakın fotoğraflarda,sonra bacak renklerine.

Bariz bronz renkte çorapla kamufle edilmiş bacaklar.
İnce parlak çorap giymişliği  olan her kadın o çorapları ilk görüşte anlar!)

Neyse asıl sadede geleyim.

Kısa bir tatil yaptım geldim.
Plajda tembel tembel güneşlenirken,içgüdüsel olarak( çapraz bağımın yırtık olduğu bacağımda, dizlik takmaktan dolayı oluşmuş hafif deformasyon nedeniyle), önümden gelen geçen herkesin bacaklarına baktım.
Tipik kadın güdüsü.İncele ve kıyasla! :)
Tam da o arada elimdeki gazetede gördüm haberi ve fotoğrafları.
Ne yazık ki plajda süper parlak ve süper ince çorapla kamuflaj yapma gibi bir şansım yok.
Üstelik bir de denmiş ki Ajda 1992 de dizlerinden estetik oldu ama bunu menisküs diye yutturmaya çalıştı falan.
16 yıldır hiç deforme olmayan ve dayanabilen bir estetik olabileceğine de inanmak güç.

Ne olursa olsun,yine de üst bacak,yani baldır, yıllara,hele yerçekiminin dayanılmaz cazibesine meydan okuyamaz ve  sarkar.

Ama çorapla bu mucizeyi varmış gibi göstermek daha basit.
Hem o menisküs saçmalığı da nedir,o ameliyatı olan birkaç kişi tanıdım hepsi de bir iki ay değnek,dizlik falan kullandılar tekrar normal yürümek için.
Ajda ile ilgili böyle bir haber hatırlayanınız var mı?

ÖNLER İYİ AMA ARKALAR I-IH
Ajdanın plajda çıplak güneş altında çekilmiş bir fotoğrafını görmeden,bence kimse o bacaklar hakkında herhangi bir yorum yapmamalı,ben de dahil.

Neden mi?

Plajda,on üçünü bitirmek üzere olan ve yaşından dolayı, önünden geçen,civarda dolaşan her dişi memeliyi göz takibine alan oğlumla beraber fikir birliğine vardık ve anladık  ki;

1-Yaşı ne olursa olsun,Türk kadınının arkadan görüntüsünde selülitin ve sarkmanın olmadığı tek bir vaka yok.Hepsine önden bakacaksın,arkalarını dönmelerine asla izin vermemek lazım.

2-Kilosu ne olursa olsun,hatta isterse 40-45 kiloda olsun,Türk kadınının arkadan görüntüsünde selülitin ve sarkmanın olmadığı tek bir hatun yok.

3-Kilosu ve yaşı ne olursa olsun,hatta selülit sıfır gibi görünse bile akşamüzeri saat dörtten sonra güneş ışınlarının bir tuhaf kırılması nedeniyle,hiçbir Türk kadını,o saatte, kimseye arkasını dönmemeli.

Çünkü o saatten sonra var olan azıcık selülit veya sarkma varsa bile,bir anda baldırları,engebeli araziye döndürüveriyor.
(BKZ.ışığın kırılması kanunları madde 1745)

SOĞUK İKLİMLERDE YAŞIYORSAN SELÜLİTİN YOK
4-Kaldığımız yere bir günlüğüne gelen ve plajı bir anda basıveren 15-20 kadar Macar kızını ister istemez gözlemlemiş ve görmüş bulunuyoruz ki,kilosu ve yaşı ne olursa olsun,güneş ışını saat kaçta vuruyor olursa olsun,şu Evropalı hatunlarda bir gram selülit yok!


Ertesi günü gördüğümüz birkaç Rus hatunda da şahit olduğumuz gibi!!!

Demek ki neymiş, ne yaparsak yapalım kendi genetik yapımızdan ve atalarımızın bize aktardığı DNA’mızdan kaçamazmışız.

Ancak ve ancak plaja süper ince çorapla gelme,mayo altına ekstra parlak çorap giyme modası yayılırsa,kendi genetik DNA yapımıza gol atabilirmişiz.

Avrupa Birliğine yıllardır alınmıyorsak,varmış işte sebebi!

Şimdi oğluma ilerde kesinlikle bir Macar kızı ile evleneceğim kararını aldırtan bu DNA ya gel de küfretme be!












2 yorum:

  1. Yine koparttın beni, ne çatlak bir kadınsın :)))

    YanıtlaSil
  2. Kuzum gelmiş hoşgelmiş Aysel'im çatlak uzmanım bidenem sen buralara geliin mi?

    YanıtlaSil