sağtık

KIL OLUYORUM!!! !!! !!!

*Telefola seni arayıp sonra müsait misin bile demeden birden kendisinin önemsiz bir derdini anlattıkça anlatıp seni telefonda esir alanlara...
*Dondurma aldığın pastanenin elemanının senin kornetine eldivensiz dokunmasına...
*Sohbet programlarına katılan konukların sabah sabah tuvalet,abiye falan giyinip gelmelerine
*Herkesin ama herkesin birer saç düzleştiricisi edinip yakışıp yakışmadığına bakmaksızın,ortalıkta mısır püskülü gibi saçlarla dolaşmasına...
*Öğretmenlerin çocuklara birsürü gereksiz karton renkli kağıt vesaire ödevi verip bunu evde annelerin yaptığını bile bile not vermelerine,bu sebeple bir sürü kağıt ve ağaç katliamına göz yummalarına,sonra da kalkıp dünyayı koruyalım zarar vermeyelim nutukları atmalarına...
*Evdeki misafirin üstüne hiç beklenmedik başka bir misafirin gelip,evdekileri esir almasına,oturdukça oturmasına...
*Yemekteyiz programında yemek yapanların yaptığı normal bir şeyi sanki kendisi keşfetmiş gibi bunu böyle yapıyorum ki böyle böyle olmasın diye fetva vermelerine...
*Okul servis şoförlerinin öğrencilerle sürekli laubali olmasına...
*Bağıra bağıra konuşunca kendi öz güvenini ispatlayacağını sanan kırıntı beyinli tiplere...
*Takım elbise giyen erkeklerin ellerini pantolon ceplerine sokup,kendilerini milletvekili olmuş havalarına sokmalarına...
*Market kasasında senden önceki müşteri daha aldıklarını kasa arkasındaki yerden poşetlemeden kasiyerin senin aldıklarını cırt cırt kasadan okutmaya başlamasına....
*Telefon etmek yerine özel günlerde mesaj yollamayı tercih edenlere...
*Telefon edip direkt ''naapıyosun'' sorusuyla muhabbete başlayanlara...
*Doğurduğu çocuğu sevip kollamakla yetinmeyip onu dünyanın en muhteşem varlığıymış gibi çevreye pazarlamaya çalışan,habire öve öve anlatıp duran annelere,babalara...
*Kendi çocuğunu sınıftaki en özel varlıkmış zannedip öğretmenden özel muamele bekleyen velilere...
*Yerli malı haftalarının tıkınma şenliklerine dönüştürülmesine...sanki Türk malı demek sadece börek sarma kısır kurabiye demek..
*Daha 10'lu yaşlarını sürerken Facebooka üye olup hergün gördüğü okul arkadaşlarıyla ordan yazışanlara...
*Forward edilen powerpoint formatlı maillere...
*Forward edilen başka formatlı maillere...
*Saçlarım çok dökülüyor diye yakınıp duran ve habire renk değiştirip her boku saçlarına sürmeye devam edenlere...
*Bakliyat seçen ve bulgurla buğdaya çıldırıp,pirinci beğenmeyip yemeyen güvercinlere...
*Herkesin içinde bacaklarını ayırıp arka patisini yalayan terbiyesiz ve edepsiz kedi milletine...
*Müşteriye başka bir isteğiniz var mı diye sorup müşteriyi salak yerine koyan satıcıya...varsa söyleriz di mi senden mi çekinicez ulam?
*Amacın dışındaki her türlü şeyi sorup seni bunaltan kuaförlere...(şunu da yapalım mı,bunu da yapalım mı...sanane yahu sen dediğimi yap işine bak yeter...)
*Daha iki gün önce verdiğin tarifi can kulağıyla dinleyip iki gün sonra neydi o tarif diye seni arayanlara...
*Eciş bücüş yürüyüp kendini tüm çevreye komik düşürdüğü halde topuklu ayakkabı konusunda inat eden hatunlara...
*Çorapla beraber giyilen burnu açık ayakkabılara...
*Dudaklarında makarna yağı birikmiş gibi duran dudak parlatıcısına ve onu kullanan cümlesine...
*Kuaförden çıkınca kendisini dünyanın en güzel kadını sanarak tuhaf havalara giren hatunlara...
*Kaşını bıyığını kuaförde aldıracak kadar el becerisi bile olmayan hatunlara...
*Çaydanlıktaki çay çöpünü lavaboya veya tuvalete dökenlere...
*Demli çay içtiğimi bildikleri halde imamın abdest suyu gibi çay demleyen cümle arkadaşlarıma...
*Köşe yazarlarının kendi özel hayatlarıyla ilgili gereksiz şeyleri kamuya ait o köşede yazıp durmalarına(örnek,Cengiz Semercioğlu,İclal Aydın)
*Albüm kapaklarındaki artistik komik pozlara...
*Vesikalık fotoğrafta otuziki dişini göstererek gülüp poz vermiş olanlara(hayır bu kadar gülünecek ne var onu bilmiyorum)
*Topluluk içinde sürekli "Beni tek çek" diye ricada bulunanlara,kendi fotoğraflarına aşık olanlara...
*Evlerinde,sanki ünlülerin fotoğrafçısına poz veriyormuş gibi,ya da film afişinde kullanılacakmış gibi giyinip,arkasına da bir fon beğenip sonra da başka yere bakarak poz verenlere...(o fotoğrafın çekildiğinden hiiiç haberi yokmuş hiiiç...tamamen tesadüfen çekilmiş!!!)
*Albümlerini önünüze serip bu şurda,bu burda çekilmişti diye çin işkencesi yaparak anlatanlara...
*Sabah işyerine gelip ilk işi çay isteyip çantasından çıkardığı poğaçayı simiti yemek olanlara...evinde yapsana ülem!!
*Poposu büyük olduğu halde üzerini kapatmadan o koca popoyu gözümüze soka soka daracık pantolon giyip dolaşanlara...
*Hayvanları öpüp sevip sonra o ellerle size çay doldurayım mı,biraz daha kek vereyim mi diye soran ev hayvanı sahiplerine...
*Kıl olduğum herşeyden üzerine alınıp bana mail atanlara...
*Seksen doksan sene öncenin Türkçesi ile yazılmış edebi eserlerin hiç bir şekilde öztürkçeleştirılmeden minicik çocuklara okuma ödevi diye verilmesine ve bir de bunların yorumlatılmasına...(çocuklara bir de osmanlıca sözlük hediye edin bari yanında,kelime anlıycaz diye yırtınıyorlar)
*Marketten elinde bir dolu torba ile karnına ağrılar girmiş şekilde kendini apartmanın kapısına zor attığın anda apartman kapısında rastladığın komşunun sanki sabah gezisinden dönüyormuşcasına seni lafa tutmasına....
*Cümle hayatını,elindeki cümle fotoğrafları,neredeyse tüm özel hayat anlarını sabahtan akşama kadar scanner'dan okutup facebook'a yükleyenlere...(millete ne ulam senin sümüklü çocukluk hallerinden...)
*Aşure içindeki pişmemiş buğdaylara...(dişimi kırcam bi gün ama...)
*Dudaktan Kalbe dizisinde yaratılan soğuk nevale Lamia karakterıne
*Hiç bir sebebi olmadığı halde sırf kıllık olsun diye Beren Saat'e...
*Yemekteyiz yarışmasında herkesin birbirini taklit ederek kullandığı abuk sabuk masa süslerine incik boncuklara...ne işi var ya yemek masasında incinin boncuğun...bir kere canlı çiçek zaten yemeği boğar kokusuyla üstelik zararlıdır...bu ne bohem hayat tarzı yaaa...bu ne perhiz bu ne İvedik turşusu yaaa...
(NOT=BİTMEZ....)

3 yorum:

  1. Maddelere isimsiz olarak yorum bırakanlara kısmı eklenmeden ismide belirtelim yine süperdi güne böyle başladım ya kalanıda harika geçer eminim
    Not : Bende işyerine gelince simit poğaça kısmına geçenlerdenim ben çayımı kendim yapıyorum ama kurtarma durumum varmı :) o sabah uykusuna ben ölürüm böyle daha keyifli oluyo sanki başını şişirmeden ben kaçtım takipçinim :)

    YanıtlaSil
  2. bencede bitmez gülüm

    YanıtlaSil
  3. *Demli çay içtiğimi bildikleri halde imamın abdest suyu gibi çay demleyen cümle arkadaşlarıma...

    Sen de zift gibi çay içme be kadın!!

    *Daha iki gün önce verdiğin tarifi can kulağıyla dinleyip iki gün sonra neydi o tarif diye seni arayanlara...
    -Şeyy prenses tatlısı tarifini kaybettim de..:D

    *Doğurduğu çocuğu sevip kollamakla yetinmeyip onu dünyanın en muhteşem varlığıymış gibi çevreye pazarlamaya çalışan,habire öve öve anlatıp duran annelere,babalara...

    Napalım herkeşler daha çok sevsin yafrumuzu ehi ehii

    Yorumlarım bugünlik bu kadar.Sonra tekrardan yazarım :P

    YanıtlaSil