sağtık

TEK TAŞIMI SÜLÜMAN ALDI

Muhteşem Yüzyıl hakkındaki tartışmalar bitmeden,konu bayatlamadan yazayım istedim.

Neyin tartışıldığını da pek bilmiyorum ya.

Sülüman,içki içiyormuş.

İçsin ne var?

Kolay mı üzerinde güneşin batmadığı bir imparatorluğu yönetmek,idare etmek.

Diyelim ki o gümüş kupalarda içtiği şey ŞERBET deği de şarap olsun.

İki kadeh şarap yuvarlayıp,kafayı rahatlatmanın nesi kötüymüş?

Osmanlı’da,Lale devri edebiyatında,şarabı öve öve bitiremeyen dizeler yazıldığına göre,sanırım şarap tabu değildi.Dördüncü Murat,içkiden öldü diye rivayetler de var.İçkiyi ve tütünü yasaklamış,kendisi içkiden ölmüş ve ayrıca 127 hanım almış bir padişah diye söylenir.

Tarih,söylentilerle doludur.

Fatih’e,Sarı Selim’e,Dördüncü Murat’a,Sokullu’ya,Makbul İbrahim Paşa’ya gay diyen yüzlerce iddia,yazı,makale vs.var.

Resmi tarih kayıtlarında,herhangi bir hünkarın gay olup olmadığı yazılamayacağına göre,tüm bunlar söylenceden öte gidemiyor.Niyetine göre insanlar inanır ya da şiddetle reddeder,herkesin kendi bileceği iş.Ayrıca padişahların gay olup olmadığından kime ne ki?

Padişah,işi gücü bırakmış da uçkurunun derdine düşmüşmüş.Bunu,iki bölüm izleyip de yargılamak ne kadar saçma

.Sanki elini donuna atıp sabah akşam harem kapısında gezindi durdu.

Her türlü dizideki esas adamlar aşktan veya entrikadan başka şey peşinde koşmaktan başka bir şey

yapmıyorken,bunu Süleyman yapınca,ortalık ayağa kalkıyor.

Karılarıyla,cariyeleriyle,gözdeleriyle HALVET olmalarını neden bu kadar garipsiyorlar?

Rahip mi bunla

r?Papa’nın hayatı mı anlatılıyor?

Adam sağlıklı her erkek gibi,cinsel bir hayat da sürdürmek zorunda.

Aşık olamaz mı peki?

Yasak mı?

Dizi yapılıyorsa,bunun İZLENİLEBİLİRLİK açısından,aşka,entrikaya ve heyecana yer vermesi lazım.

Neden başka bir padişah değil de özellikle Fatih,Osman Bey,Kanuni gibi padişahların hayatı ilgi çekiyor?

Birisi bir çağı başlatıp yeni bir çağı başlatacak bir fetih gerçekleştiriyor.Ötekisi bir Cihan imparatorluğu kuruyor,hem de küçük bir aşiretten yaratıyor bunu.Kanuni ise tarihe MUHTEŞEM SÜLEYMAN namıyla damgasını vuracak kanunların,fetihlerin,seferlerin adamı.Ve ayrıca Hürrem ile yaşadığı tutkulu aşk ile anılan bir padişah.

Elbette ki aşkları ve ülkeyi yönetmek için yarattığı kanunları anlatılacak,başka ne bekliyordunuz?

Her dakika,seferde,at üz

erinde toprak fethederken mi seyretmek istediniz?

Açın tarihi belgeselleri okuyun o zaman.

Tarihi doğruları yansıtıyormuş-yansıtmıyormuş konusuna girmek istemiyorum çünkü hiç birimiz tarih uzmanı değiliz.Bu,Osmanlı Tarihi’nde uzmanlaşmış kişilerin alanı.

Ama ,Kanuni’nin divanı yönetirken giydiği o kostüm,mesela bana Hint Racalarını anımsatıyor,o kostüm gerçeği yansıtıyor mu acaba,bilmiyorum ama beni rahatsız ediyor.

Hürrem de saraya geldiğinde,on dört on beş yaşlarında imiş.Ama Hürrem’i oynayan oyuncu,en az yirmi yedi yirmi sekiz gösteriyor bu da başka bir ayrıntı.Ha bir de Hürrem,erguvan rengine takıntılıymış,neredeyse başka

renk elbise giymezmiş,gerçekte.

O dönemde Topkapı Sarayı’nın harem bölümü yokmuş,başka bir sarayda imiş harem.Bu da eleştiriliyor.Evet ciddi bir tarihi saptırma bu,dizide dikkat edilmesi gerekirdi.

Halvet olduktan sonra-ki ortalama kırk kırkbeşsaat kadar odada kaldıkları hesap edilebilir rahatlıkla-Süleyman’ın abdest almak için hamama bile uğramamış olduğu,halvet odasından,Cuma namazına gitmek üzere atına atladığı da dikkatimden kaçmadı.

HÜRREM

Hürrem bir Osmanlı padişahı ile tarihte ilk kez nikah yapan cariyedir.Nikahı kıydırabilmek için düşündüğü kurnazlık da zekası hakkında bir ipucu veriyor.

Hürrem, bir vakıf görevlisinden öğreniyor ki Kâbe’ye

hayırda bulunabilmek için azledilmesi lazım. Köleler, Mekke, Medine gibi kutsal yerlere hayır işlerinde bulunamıyorlar. Bunu koz olarak kullanarak Sultan Süleyman’a “Mekke’ye büyük bir hayırda bulunmak istiyorum ama köle olduğum için böyle bir şey yapmam yasak ancak azledilirsem bu hayırı yapabilirim” diyor.

Sultan Süleyman bütün iyi niyetiyle “azlettim” diyor. Hürrem de hayrını yapıyor. Daha sonra Süleyman,kadınını Has Oda’ya çağırıyor. Fakat Hürrem’in “hayır artık bana dokunamazsınız, köle sıfatından çıktım. Nikâhsız olarak benimle birlikte olamazsınız” yanıtıyla karşılaşıyor. Ve Sultan Süleyman bunun üzerine Hürrem’le nikâh kıydırıyor.

Zeki,hırslı bir kadın.

Dizinin ilerleyen bölümlerinde,umarım Hürrem’i zavallı ve ezilen esas kız olarak göstermek amacından vazgeçilir de bu entrikacı kadının sarayı,Kanuni’yi,vezirleri nasıl parmağına doladığı,ne entrikalarla İbrahim’in ve şehzade Mustafa’nın katledilmesine vesile olduğunu da gösterirler.

Tahta çıkması beklenen zeki akıllı güçlü Mustafa’yı bizzat babasına katlettirip,Osmanlı’nın çöküş dönemini başlatan uyuşturucu müptelası,kişiliksiz,uyuşuk,hımbıl oğlu Selim’i tahta geçirmek ve Valide Sultan olabilmek için uğraşıp duran Hürrem,ne yazık ki bu emelini görebilecek kadar yaşayamamış.

Dizideki Hürrem çok ama çok itici,hemen söylemeliyim.

Ben zaten Türkçe’yi aksanlı konuşan yabancıları işitmekten nefret ederim oldum olası.

Süleyman ismini Sülüman şeklindeki telaffuzu da çok itici,komik,küçük düşürücü.

Zümrüt yüzüğe de konuverdi haspa.Yazık değil mi ülen Mahidevran kahrolacak şimdi.Yakıştı mı Sülüman sana,şehzade iken göz bebeğin olan hanımının hevesle beklediği,kendisi için yapıldığına emin olduğu yüzüğü tut Rus kızına ver.

Üçüncü bölümde,tek taşımı sülüman aldı,diye şarkı da söyler bu şimdi.

CAROLİN KÖTÜ,HÜRREM CİCİ ÖYLE Mİ?

Dizi ve filmlerde,senaryo kimin tarafını tutarsa,seyirci onu kahramanı yapar,onun tarafını tutar.Şimdi,Muhteşem Yüzyıl’da da olaylara Hürrem’e acıyan bir gözle bakmak durumunda bırakılıyor seyirci.

Mahidevran Gülbahar hatun,(şehzade Mustafa’nın annesi),hemen seyircinin gözünde düştü,kötü kalpli,gaddar kadın oluverdi.

Arkadaşlar,Öyle bir Geçer Zaman ki’de,Cemile ile Carolin’in durumundan ne farkı var?

Cemile de kocası Avrupa’dan gelme,yarım yamalak Türkçe konuşan bir hatuna kapılan,yuvası bu yüzden dağılan bir kadın değil mi?

Mahidevran’ın Cemile’den ne farkı var?

Üstelik Cemile’nin de Mahidevran gibi,kayınvalidesi tarafından desteklendiğini de hatırlayın.

Her iki kadın da,Caroline de,Aleksandra da,cazgır,hin,plancı,numaracı değil mi?

Ama Carolin’i beddua yağmuruna tutan seyirci,şimdi aynı konumda ve durumda olan Mahidevran Hatun’a düşman oldu bile,Hürrem’i zindana attırdı diye.

İyi ya işte Cemile’nin gücü nüfuzu yoktu,o yapamıyor.Mahidevran yapıyor.

Eee?

Carolin’i kötü yapan unsurların tamamı Hürrem’de de var işte.

Birinden nefret ederken,ötekinin tarafını tutmaya başlamanın mantığı nedir?

Kaldı ki Hürrem de Carolin’in Mete’yi hapse attırmak için uğraştığı gibi uğraşacak ve Kanuni’nin oğullarını,baş veziri azamını katlettirecektir.

SADECE BİR KURGU

Dizileri,filmleri izlerken,bunun sadece bir kurgudan ibaret olduğunu unutmak hatasına kapılıyoruz.

Tarihi bir dizi yapmak zordur evet.

Meral Okay’ın işi zor.

Padişah,kadınlarla yatmaz,padişah içki içmez,padişah aşık olmaz,gibi tabularla uğraşmak zorunda.

Benim fikrime göre ise,tarihi birebir kopyalamak falan çok önemli değil.Önemli olan,dizinin içindeki kendi mantık hatalarını yok etmek.

Hürrem mesela,Sultan’a kızınca,katledilen anasını,babasını,nişanlısını sürekli kabus olarak görüp ağlıyor.Sultan ona iyi davranınca ise hepsini,her şeyi unutup yirmi yıllık kaşar bir cariye gibi nazlar işveler cilveler danslar yapabiliyor.

Sultan’ın saray koridorlarında,tek başına kaftanını savura savura gezmesi de olmuyor.Sultan bu canım,öyle mahiyetsiz,korumasız falan,işe giden devlet memuru gibi ortalarda kollarını aça aça gezer mi?

Dizinin içindeki normal akış hataları dışında,çok da büyütmemek,başka bir gözle başka bir bakış açısıyla yorumlanmış tarihi olayları da azcık tadını çıkartarak izlemeyi bilmek gerek

BABADAN OĞULA GEÇEN HAREM

Evet en çok da bunu çözemiyorum.

Şimdi,bir padişah ölünce,yerine şehzadesi geçiyor.

Şehzade,padişah oluyor.

Sonra ,babasının sarayına yerleşiyor ve ülkeyi yönetmeye başlıyor.

O sarayda da hali hazırda bir harem var.Padişah’ın ailesi de haremin bir parçası ama harem bununla bitmiyor.

Yani cariyeler,köleler,hizmetkarlar,hasekiler,gözdeler,ikballer var.

Padişah,bu durumda,babasının da yatmış olduğu kızlarla yatmış oluyor mu olmuyor mu?

Yani babadan devralınan cariyeler,hem ölen baba padişahın hem de yerine geçen oğul padişahın yatağına mı giriyorlar?

Adamlar,babalarının koynuna da girmiş kadınlarla halvet oluyor muy muş olmuyor muymuş?

Bu konuda bilgisi olan varsa,lütfen aydınlatsın.

Hiç yorum yok: